Defter ve belgelerin muhafazası için öngörülen 5 yıllık sürenin geçmesi nedeniyle defter ve belgelerin ibraz edilmemesi halinde, re'sen takdir nedeninin varlığından söz edilemez. (Danıştay 11. D., 07.01.1997, E: 1995/5333, K: 1997/54) 3. SOSYAL SİGORTALAR MEVZUATINDAKİ ZAMAN AŞIMI HÜKÜMLERİ Konukisnmnda belirtilen hizmet alacak kisiler kuruma mensup olduklartnl ilgili kuruma ( nüfus cüzdan, ehliyet vb.) kimlik belgeleri ile ibraz etmek zorundadlrlar. Kurum çahsanlannln yakinlartmn , yakin olduklarl kurum çallsanlni kimlik fotokopisini ve kurum kimližini basvuru slraslnda ibraz etmek zorundadlrlar. MADDE 4: MALi KONULAR Diğer kamu kurum ve kuruluşlarından temin edilerek lisans başvurularında Kuruma ibraz edilmiş tüm belgeler, birleşmenin, bölünmenin veya devralmanın ticaret sicilinde tescilinden itibaren 1 yıl içerisinde güncellenerek Kuruma ibraz edilecek. Belgeüç nedenden ötürü verilmektedir: Birincisi kuruma ibraz, ikincisi kurum talebi ve üçüncüsü ise kişi talebidir. Bir kuruma vermek üzere ikametgâh belgesi almak isteniyorsa “Kuruma İbraz” seçeneği, kurum bu belgeyi talep ediyorsa “Kurum Talebi” seçeneği, bu belge biri tarafından isteniyorsa “Kişi Talebi Kurumaverildiği tarih, buna karşılık, adi posta yolunun tercih edilmiş olması halinde, başvuru formunun Kurum evrak kayıtlarına giriş tarihi Kuruma verildiği tarih olarak kabul edilecektir. Birden fazla işyeri bulunan işverenlerce, bir işyerine ait başvurunun 2/1/2017 tarihine kadar ibraz edilmesi ve yazılı olarak başvurulması cash. İhracat faturası haziran ayı kesilmiş fakat fiili ihracat temmuz ayında yapılmış ve dosya kapanmıştır. Muhasebe kaydı hangi aya yapılmalıdır? Muhasebe kaydı Temmuz ayında yapılır. KDV beyanname işlemi de Temmuz döneminde yapılır. İhracata ilişkin fatura tarihi ve ihracat kapanış tarihlerinin farklı olması durumunda kdv ve kvk açısından beyan edileceği dönem hk. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü Sayı 93767041-130[39-2014/176]-33 08/04/2016 Konu İhracata ilişkin fatura tarihi ve ihracat kapanış tarihlerinin farklı olması durumunda kdv ve kvk açısından beyan edileceği dönem hk. İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; Aralık 2013 döneminde yapmış olduğunuz ihracatlarınızın fatura kesim tarihlerinin de Aralık 2013 olduğu ve Gümrük Bakanlığının sisteminde yer alan kapanış intaç tarihlerinin Ocak 2014 olarak göründüğü belirtilerek kurumlar vergisi açısından ihracatınızın hangi dönemde beyan edileceği, ihracatınıza ilişkin KDV’nin hangi dönem beyannamesine dahil edileceği ile ihracatınıza ilişkin yüklenilen maliyetlerin hangi dönem kurumlar vergisi ve KDV beyannamelerine dahil edileceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. KURUMLAR VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi Kurum Kazancı” başlıklı 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettiği safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Ayrıca, safi kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin yanı sıra Gelir Vergisi Kanununun indirilecek giderlere ilişkin 40 ıncı maddesi de dikkate alınacaktır. Ticari kazançta elde etme tahakkuk esasına bağlanmış bulunmaktadır. Bu esas dikkate alındığında, bir gelir veya gider unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Bu durumda, yurt dışındaki alıcının satış akdine konu olan malı satıcının Türkiye’deki fabrikasında, deposunda veya herhangi bir işyerinde alıcı veya adına hareket eden tarafından teslim alınacağının satış akdinde belirlenmiş olması halinde, satıcının belirtilen işyerinde malı teslim etmesiyle satış akdi tamamlanmış ve gelir tahakkuk etmiş olacağından söz konusu gelirin bu tarihin içinde bulunduğu hesap döneminin kurum kazancı olarak değerlendirileceği tabiidir. Diğer taraftan, ihracatta malın satıcının Türkiye’deki işyerinde teslim alınması hariç olmak üzere, Şirketiniz tarafından gerçekleştirilen ihracat faaliyetlerine ilişkin elde edilen gelirin fiili ihraç tarihi itibarıyla tahakkuk ettiğinin kabul edilmesi ve ihracata ilişkin maliyet ve hasılatların bu tarihin içinde bulunduğu hesap dönemi kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN KDV Kanununun 12 nci maddesi uyarınca bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için, teslimin yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya tevdi edilmesi gerekmekte olup; malların Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıktığının gümrük beyannamesi veya yerine geçen bir belge ile tevsik edilmesi gerekir. Mülga 107 seri KDV Genel Tebliğinin B bölümünde; – 19 seri KDV Genel Tebliğinin E bölümüne göre, KDV uygulamasında ihracat işleminin gerçekleştiği tarih olarak, malın gümrük hattından geçtiği sırada çıkış gümrüğünce belirlenen ve gümrük beyannamesinin ilgili bölümünde belirtilen “gümrük hattını çıkış tarihi”nin esas alındığı, – Ancak, 4/4/2007 tarihli ve 2007/19 sayılı Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü Genelgesi ile gümrük idarelerince 1 Mayıs 2007 tarihinden itibaren ihracata yönelik düzenlenen gümrük beyannamelerinin ihracatçıya verilen nüshasının üzerine herhangi bir kapanma meşruhatı düşülmesine son verildiği, – Bu nedenle, 1 Mayıs 2007 tarihinden itibaren KDV beyannamelerinde ihracat istisnasına ilişkin beyanları bulunan mükelleflerin tevsik edici belge olarak ibraz ettikleri gümrük beyannamelerinde ihracatın gerçekleştiği tarihi belirten bir açıklama aranılmayacağı, bu beyannamelere ilişkin elektronik ortamda VEDOP erişilen bilgiler arasındaki kapanma tarihinin ihracat istisnası uygulamasında ihracatın gerçekleştiği tarih olarak dikkate alınacağı açıklanmıştır. Buna göre, faturaları Aralık/2013 döneminde düzenlenmesine rağmen VEDOP sisteminde beyanname kapanış tarihleri Ocak/2014 dönemi olarak görünen ihracata ilişkin faturalar Ocak/2014 dönemi beyannamesinde beyan edilecektir. Diğer taraftan, 29/3 maddesinde indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hüküm altına alınmıştır. Bu durumda ihraç edilen mal ve hizmetin meydana getirilmesi ile ilgili her türlü mal ve hizmet alımlarınız dolayısıyla yüklenilen KDV, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde indirilebilecektir. … Kaynak GİB, İSMMMO Yasal Uyarı Bu içerikte yer alan bilgi, görsel, tablolar, açıklama, yorum, analiz ve bir bütün olarak içeriğin tamamı sadece genel bilgilendirme amacıyla verilmiştir. Kişi veya kuruma özel profesyonel bir bilgilendirme ve yönlendirmede bulunma amacı güdülmemiştir. Konu ile benzerlik gösterse de her işletmenin kendi özel şartları nedeniyle farklı durumları olabilir. Bu nedenle, bu yazıda belirtilen içerikte yola çıkarak işletmenizi etkileyecek herhangi bir karar alıp uygulamaya geçmeden önce, uzmanına danışmanız menfaatiniz gereğidir. Muhasebenews veya ilişkili olduğu kişi veya kurumlardan hiç biri, bu belgede yer alan bilgi, tablo, görsel, görüş ve diğer türdeki tüm içeriklerin özel veya resmi, gerçek veya tüzel kişi, kurum ve organizasyonlar tarafından kullanılması sonucunda ortaya çıkabilecek zarar veya ziyandan sorumlu değildir. Kuruma İbraz En Çok Hangi Konularda Kullanılır?Kuruma İbraz Etmek Ne DemekHukukta Kuruma İbraz Söyleminin Yeri Nedir?İbraz Kelimesinin Gerçek Anlamı Nedir?Çek İbrazı ve Süreleri Nelerdir?Senet İbrazı Nedir ve Nasıl Yapılır? Kuruma İbraz Ne Demek? Çoğu kişi tarafından sıkça kullanılan, fakat anlamı sorulduğunda direkt yanıt alınamayan bir söylemdir. Bu yazımızda kuruma ibraz söyleminin anlamını, doğru kullanımını ve kullanım alanlarını açıklayacağız. Kuruma ibraz kullanımı, hukuki anlamda ve ticari ilişkiler içerisinde bulunan, iki farklı kişinin yaşadığı maddi sorunlarla alakalıdır. Yaşanılan sorun itibariyle, iki tarafa da kuruma ibraz etmeleri söylenmektedir. Bu kullanım, mahkemeye çağrıldıklarını bildiren bir söylemdir. Bu söylem, yaptırım gücüne sahiptir. Anlaşmazlık yaşayan tarafların, mahkemeye gelmelerini sağlayan güçlü bir tekniktir. Anlaşmazlık olayının, detaylı bir şekilde incelenmesi ve çözüme ulaştırılması için kuruma ibraz etmeleri gerekir. Mahkeme de bütün olay tüm açıklığıyla incelenmektedir. Taraflar üzerlerine düşen açıklamaları yaparlar. Gerekli kararı veren hâkim, kuruma ibraz eden kişilerin arasındaki uyuşmazlığı çözerek, gerekileni yapar. Haklı doğruluğunu korur, haksız taraf ise üzerine düşen maddi veya manevi sorumluluğu yerine getirir. Kuruma İbraz En Çok Hangi Konularda Kullanılır? Kuruma ibraz etmek kavramı, genellikle ticaret alanında sıkça kullanılmaktadır. Fakat asıl anlamı itibariyle, hukuki temeller üzerine kurulmuş bir anlam taşımaktadır. Ticaret alanında yapılan ortaklık ilişkilerindeki, yaşanılan sorunlarda kullanılmaktadır. Bu ticaret ilişkileri, kendi içlerinde amaçlarına göre farklı gruplara ayrılmaktadır. Karşılıklı alışveriş ilişkilerinde, Ortaklık yapılan işlerde, Aracı ile yapılan alım satım işlemlerinde, Yatırım yapılan işlerde, Senetle yapılmış ticaret ilişkilerinde, Çek ile düzenlenmiş alışveriş ilişkilerindedir. Farklı yapılardaki ticari ilişkilerin, arasında oluşan maddi problemler nedeniyle açığa çıkar. Bu maddi sorunları kendi aralarında çözemeyen, kişiler çareyi hukuki yollarla halletmeye karar verirler. Mahkemeye yapılan başvuru sayesinde, kuruma ibraz çağrısı ile taraflar mahkemede yüzleşirler. İbraz etmek nedir sorusuna cevap vermek gerekirse kanıtlanmış bir olayın resmi belge yada evraklarla mahkemelere ve resmi kurumlara sunulmasıdır. İbraz edilen şey resmi olduğu belgeler yada evraklar ile kanıtlanabilir. Genelde resmi belgelerde kullanılan İbraz kelimesi Ortaya koymak, çıkarıp göstermek anlamına gelmektedir. Kuruma ibraz nedir sorusuna cevap vermek gerekirse hukuki kanıt niteliği taşıyan durumlardır. Mahkeme tarafından kuruma ibraz gerekir bildirimi varsa mutlaka mahkemeye gerekli belgelerin ve resmi evrakların sunulması lazımdır. Hukukta Kuruma İbraz Söyleminin Yeri Nedir? Herhangi bir ticari anlaşmazlık üzerine kurulan davalar, kuruma ibraz davalarıdır. Bu tür davalarda temel unsurlar, genellikle alacaklı ve borçlu kişilerdir. Bu tür kişiler, maddi anlamda yapıcılık sağlayamadıkları için, anlaşmazlığa düşerler. Bu gibi olumsuz durumlarda hukuki işlemler başlatılarak, kişilerin mahkemeye ibraz etmeleri talep edilmektedir. Mahkeme süreci, kuruma ibraz söylemi üzerine davaya gelen taraflar ve hukuki heyet katılımıyla başlatılmaktadır. Dava sürecinde, kanıtlanan resmî belgeler, kişilerin imzaladıkları evraklar, resmi tutanak delilleri incelenmektedir. Detaylı bir incelemenin ardından, varsa tanıdık şahitlerin mahkemeye ibraz edilmeleri istenmektedir. Mahkemeye gelen davalı, tanıkları olayları öznel görüşlerini katmadan açıklarlar. Bu süreçte hâkim davayı gözlemler ve gereken hükmü vererek, adil bir karar verir. İbraz Kelimesinin Gerçek Anlamı Nedir? İbraz veya ibraz etmek olarak kullanılan kelimenin, sözlük gerçek anlamı; Gerçeği ortaya çıkarmak, Göstermek, Meydana çıkarmak. Türk Dil Kurumu’nun güvenilir kaynaklarından elde edilen bilgiler sonucunda, gerçeği ispatlamak anlamına geldiğini söylemek mümkündür. İbraz etmek kelimesinin anlamları incelendiğinde, hukuki konularda kullanılması son derece uygundur. Bu nedenle anlaşmazlığa uğrayan tarafların, gerçeği ortaya çıkarmak amacıyla mahkemeye gelmeleri istenmektedir. Buradaki gerçeği ortaya çıkarmak anlamı, ibraz kelimesini açıklama görevi görür. Mahkemeye ibraz edilen kişiler, gerçekleri meydana çıkarmak amacıyla çağırılan kişilerdir. Hukuki işlemler ve resmî belgeler kullanılarak, bütün doğrular, asli yönleriyle taraflara gösterilmektedir. Çek İbrazı ve Süreleri Nelerdir? Çekler, ticaret hayatında sıkça kullanılan, nakit para taşıma riskini en aza indirgemek için tercih edilen bir yoldur. Kullanım yönüyle oldukça pratik ve de kullanışlıdır. Fakat çeklerin süreleri bulunmaktadır. Düzenlendiği yerde ödemesi yapılan çekler için 10 gün süre verilmektedir. Bu 10 günlük süre çek sahiplerinin attıkları imzalardan sonra başlamaktadır. Başka bir şehirden veya bölgeden ödemesi gerçekleştirilecek çekler için ise 1 ay süre tanınmaktadır. Yapılan ibraz süresi, çek imzası atıldıktan sonra geçerliliğini başlatmış olur. Farklı bir ülke veya kıta içerisinde ödeme gerçekleştirilecek ise 3 ay süre verilmektedir. Fakat bu madde, yurtdışındaki çek sahipleri için, çekin imzalandığı günden itibaren geçerli değildir. Çeklerin imzalandıkları andan itibaren ibraz süreleri devreye girer. Ödeme yapılacak banka veya tarafların, ibraz süreleri aşıldığı zaman hukuki işlem başlatma hakları mevcuttur. Bu hukuki işlemler sonucunda, çek sahibi imzalamış olduğu çekin deliliyle beraber, mahkemeye ibrazı istenmektedir. Burada gerçekleşen kanunlar doğrultusunda, çek ibrazı dikkate alınmaktadır. Senet İbrazı Nedir ve Nasıl Yapılır? Senetler vadeli olarak oluşturulan ödeme biçimleridir. Bütün senetlerin ödeme tarihleri anlaşılan tarihlerde gerçekleşmektedir. Ödeme günü geldiğinde ödemenin yapılması gerekmektedir. Ödemenin acil durumlarda en fazla 2 gün kaydı ile gecikmesi hoş görülmektedir. 2 günlük bekleme süresi aşıldıktan sonra, senedi ibraz süresi devreye girer. Alacakları taraflar, borcu olan senet sahibine ibraz çağrısı yaparlar. Kişiye ulaşamadıkları taktirde bulunduğu konuta veya haneye ibraz çağrısı yapılmaktadır. Senet ödemesi gerçekleşmediği durumlarda ise, hukuki ibraz talepleri oluşturulup, mahkemeye başvurulmaktadır. Mahkeme de yapılan senedi ibraz çağrısı ile senet sahibi kişi ve alacaklı taraf yüz yüze getirilmektedir. Resmî belgeler ışığında senet ödemesi için, gerekli olan karar adil bir şekilde verilmektedir. Mağdur tarafın mağduriyeti giderilir ve senedi ibraz çağrısı yerine getirilmiş olunur. Adres Değişikliği Nasıl Yapılır? İkametgah Değişikliği Banka Hesabına Konulan Bloke Nasıl Kaldırılır? SGK Genel Yazı Yurtdışı Borçlanma İşlemleri SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sayı Tarih 17/10/2017 Konu Yurtdışı borçlanma işlemleri GENEL YAZI 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanuna göre yurt dışında geçen sürelerin borçlandırılması işlemleri sırasında tespit edilen farklı uygulamalarla ilgili iş ve işlemler, aşağıdaki açıklamalar doğrultusunda yürütülecektir. 1- e-Devlet sistemi üzerinden alınan yurda giriş çıkış belgeleri Yurt dışı sürelerini borçlanmak isteyenler, Kuruma ibraz etmeleri gereken yurda giriş çıkış kayıtlarını gösterir belgeyi, 2009 yılından sonraki süreler için “ adresinden alabilmektedirler. Başvuru sahiplerinin e-Devlet üzerinden alarak Kuruma ibraz edecekleri yurda giriş çıkış belgeleri, oluşturulduğu tarihten itibaren bir ay içerisinde “ adresinden belge sahibinin kimlik numarası ve belge üzerindeki barkod numarası yurtdışı işlemleri servislerinde çalışan personel tarafından girilerek teyit edilmesi kaydıyla yurt dışı borçlanma işlemlerinde kullanılabilecektir. Sistemden alınan teyit belgesi dosyada muhafaza edilecektir. 2- Yurt dışında geçen ev kadınlığı sürelerini borçlananların sonradan hizmet belgesi ibraz etmeleri 08/06/2011 tarihli ve 2011/48 sayılı Genelgede; “sigortalılık süresi” deyiminin, borçlanma kapsamındaki sürenin bulunduğu ülke mevzuatına göre ikamet süreleri hariç, çalışılmış ya da çalışılmış süre olarak kabul edilen sürelerin anlaşılacağı, “yurt dışında ev kadını olarak geçen süreler” deyiminin ise medeni durumlarına bakılmaksızın kadınların sigortalılık süreleri haricinde yurt dışında bulundukları süreleri ifade ettiği talimatlandırılmıştır. Buna göre; a Yurtdışı Hizmet Borçlanma Talep Dilekçesinde çalışılan süre, boşta geçen süre ve ev kadınlığı sürelerini borçlanmak isteyen ancak, sigortalılık süresini gösterir belge ibraz etmeyenlerden borçlanma işlemi gerçekleştirilmeden eksik belge olarak 3 ay içerisinde sigortalılık süresini gösterir belgeyi ibraz etmeleri istenecektir. Söz konusu süre içerisinde istenilen belgeyi gönderenlerin borçlanma işlemleri ilk talep esas alınarak sonuçlandırılacaktır. Üç aylık süre içerisinde vereceği dilekçe ile yurtdışında sigortalılık süresi bulunmadığını beyan edenlerin ev kadınlığı süreleri borçlandırılacaktır. Beyanına istinaden ev kadınlığı süresini borçlananlardan, yurtdışında sigortalılık süresi olduğunu belgelendirerek, borçlanma işleminin düzeltilmesi talebinde bulunanların ise sigortalılık süreleri dışındaki ikamet süreleri borçlandırılmak suretiyle borç tahakkukları düzeltilecektir. Ev kadınlığı süreleri ile çakışan sigortalılık sürelerinin borçlandırılması ise yeni talep ve talep tarihindeki tutara göre sonuçlandırılacaktır. Üç aylık süre içinde istenilen belgeyi ibraz etmeyenlerin borçlanma işlemleri ise gerçekleştirilmeyecektir. Üç aylık sürenin belirlenmesinde eksik belge talep edilen yazının Kurumdan çıkış tarihi esas alınacaktır. Örnek 20/02/2016 tarihli borçlanma talep dilekçesiyle, 08/01/1986-31/12/1999 tarihleri arasında Fransa’da geçen ev kadınlığı süresi ile sigortalık süresini borçlanmak isteyen sigortalı Kuruma sadece ikamet belgesi ibraz etmiştir. 10/03/2016 tarihli yazımızla ilgiliden sigortalılık süresini gösterir belge istenilmiş, ilgili 15/04/2016 tarihli dilekçesiyle sigortalılık süresi olmadığını beyan etmiştir. Bu durumda ilgilinin yurda giriş çıkış tarihleri de dikkate alınarak 08/01/1986-10/09/1993,02/10/1993-30/07/1996 ve 16/08/1996-31/12/1999 tarihleri arasında geçen 5000 gün ev kadınlığı süresi borçlandırılmıştır. Daha sonra sigortalı, 27/01/2017 tarihli dilekçesiyle Fransa’da 10/06/1990-07/03/1994 ve 10/08/1996-17/12/2003 tarihleri arasında sigortalılık sürelerinin bulunduğunu, ev kadınlığı olarak borçlandırılan sürelerin sigortalılık süresi olarak değiştirilmesini talep etmiştir. Bu dununda ilgiden temin edilen sigortalılık süresini gösterir belge dikkate alınarak, sigortalılık süreleri ile çakışmayan 08/01/1986-09/06/1990 ve 08/03/1994-09/08/1996 tarihleri arasındaki ev kadınlığı süreleri geçerli sayılacaktır. Ev kadınlığı ile çakışan sigortalılık sürelerinin borçlandırılması ise yeni talep ve talep tarihindeki tutara göre sonuçlandırılacaktır. b Yurtdışı Hizmet Borçlanma Talep Dilekçesinde sadece ev kadınlığı süresini borçlanmak isteyenlerden işlemleri devam ederken sigortalılık süresini gösterir belge ibraz ederek borçlanma işlemlerinin düzeltilmesi talebinde bulunanların, borç tebliğ edildiği tarihe kadar borçlanmak istenilen yurtdışındaki sürenin niteliğini yazılı başvuru ile değiştirme bulunduğundan, talep doğrultusunda borç tahakkuk cetveli düzenlenerek ilgililere tebliğ edilecektir. Ancak, borç tebliğ edildikten sonra sigortalılık süresini gösterir belge ibraz edilerek borçlanma işlemlerinin düzeltilmesi talebinde bulunulması durumunda ise borç tahakkuk cetveli sigortalılık süreleri dışındaki ikamet süreleri borçlandırılmak suretiyle düzeltilecektir. Sigortalılık sürelerinin borçlandırılması ise yeni talebe göre sonuçlandırılacaktır. Örnek Sigortalı 02/10/2016 tarihli borçlanma talep dilekçesiyle, 04/06/1984-31/12/1999 tarihleri arasında Almanya’da geçen ev kadınlığı sürelerini borçlanmak istemiştir. İlgilinin yurda giriş çıkış tarihleri de dikkate alınarak 04/06/1984-07/07/1993, 15/07/1993-20/08/1997 ve 06/09/1997-31/12/1999 tarihleri arasında geçen 5586 gün ev kadınlığı süresi borçlandırılmıştır. Daha sonra ilgili, 18/05/2017 tarihinde Almanya’da 02/03/1993-07/07/1996 ve 15/08/1997-04/06/2000 tarihleri arasında sigortalılık sürelerinin bulunduğunu beyan ederek borçlanma işlemlerinin buna göre düzeltilmesini talep etmiştir. Bu durumda ilgiden temin edilen sigortalılık süresini gösterir belge dikkate alınarak, sigortalılık süreleri ile çakışmayan 04/06/1984-01/03/1993 ve 08/07/1996-14/08/1997 tarihleri arasındaki ev kadınlığı süreleri geçerli sayılacaktır. Ev kadınlığı ile çakışan sigortalılık sürelerinin borçlandırılması ise yeni talep ve talep tarihindeki tutara göre sonuçlandırılacaktır. 08/05/2008 tarihinden önce yurtdışındaki sigortalılık süreleri; Türkiye’de sigortalılık yoksa Sosyal Sigortalar Kurumuna, yurda kesin döndükten sonra sigortalılık varsa en son tabi olunan sigortalılık statüsüne göre, ev kadınlığı süreleri ise Bağ- Kur’a borçlandırılmakta idi. Buna göre, bu tarihten önce borçlanılan ev kadınlığı süresi ile sigortalılık süresinin çakıştığının tespit edilmesi halinde 06/08/2011 tarihli ve 2011/48 sayılı Genelgenin “Dördüncü Bölüm/Ortak ve Diğer İşlemler/3. Farklı sigortalılık statüsünde borçlandırılan yurtdışı süreleri” bölümündeki açıklamalar doğrultusunda işlem yapılmaya devam edilecektir. 3- Borçlanma talep tarihindeki sigortalılık statüsünün sonradan değişmesi 3201 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasında “Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının b bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” şeklinde düzenleme yer göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının b bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Buna göre, talep tarihindeki sigortalılık statüsüne göre yurt dışı borçlanması yapanların, müracaat tarihinden sonra müracaat tarihlerindeki sigortalılık statülerinin mahkeme kararı, denetim raporları veya önceden var olan bir hizmetin sonradan tespit edilmesi durumları hariç olmak üzere borçlanma yapılan statü değiştirilmeyecektir. Örnek-1 01/05/2009-30/06/2009 tarihleri arasında 4/la, 01/02/2010-31/5/2012 tarihleri arasında 4/1 b kapsamında sigortalı olan ve 24/02/2014 tarihinde Almanya’da geçen 01/05/1995-31/12/2007 tarihleri arasındaki sigortalılık sürelerini 4/1 b kapsamında borçlanmıştır. Sigortalı 4/1 b kapsamındaki hizmetlerini Kanunun geçici 63 üncü maddesi kapsamında 01/06/2015 tarihinde durdurmuştur. Sigortalı 01/02/2017 tarihli dilekçesi ile borçlanılan yurtdışı sürelerinin 4/1 a kapsamına aktarılmasını talep etmiştir. 3201 sayılı Kanunun 5 nci maddesinin dördüncü fıkrasına göre borçlanma talep tarihindeki statüsü 4/1 b olduğundan sonraki dunun değişikliği nedeniyle borçlanma statüsü değiştirilmeyecektir. Bu kişinin sigortalılık statüsü ancak ilk borçlanmadan vazgeçmesi ve yeniden talepte bulunması halinde müracaat tarihindeki statüye göre belirlenecektir. Örnek-2 03/05/1985-31/12/1994 tarihleri arasında 4/1 b kapsamındaki sigortalı 15/07/2011 tarihinde Almanya’da geçen 01/09/1998-31/12/2010 tarihleri arasındaki sigortalılık sürelerini 4/1 b kapsamında borçlanmıştır. Sigortalının 10/08/2014 tarihli mahkeme kararına göre 02/04/1998-30/07/1998 tarihleri arasında 4/la kapsamında sigortalılığı tespit edilmiştir. Bu durumda yapmış olduğu borçlanma, talep etmesi halinde, 4/la kapsamına aktarılacaktır. 4- Çalışma süreleri arasında ve sonrasındaki bir yıla kadar olan işsizlik sürelerinin borçlandırılması 3201 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde “Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri hâlinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Söz konusu düzenlemede yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerin aynı anda borçlanılacağına ilişkin zorunluluk bulunmamaktadır. Buna göre, sigortalılık süreleri ile bu süreler arasında veya sonunda bir yıla kadar olan boşta geçen süreler birlikte borçlanılabileceği gibi talep edilmesi halinde bu süreler birbirinden bağımsız olarak da borçlanılabilecektir. 3201 sayılı Kanuna göre borçlanılacak sürede ilgilinin yurt dışında bulunması gerekmektedir. Bu nedenle sigortalılık sürelerinin sonundaki bir yıllık boşta geçen süreler borçlandırılırken Türkiye’ye dönülen tarihe kadar olan süre borçlandırılacaktır. Söz konusu bir yıllık sürede Türkiye’ye dönüldükten sonraki boşta geçen süreler kesinlikle borçlandırılmayacaktır. 5- “5/1g” kapsamındaki sürelerin borçlandırılması Yurt dışında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının g bendi kapsamında çalıştıktan sonra 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma talebinde bulunanların statülerinin belirlenmesinde tereddütler olduğu tespit edilmiştir. 3201 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrası “Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının b bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre, Kanunun 5/1 g kapsamında yurt dışında çalıştıkları sırada Kanunun 4/1 a bendi kapsamında adlarına 21 kodu ile prim hizmet belgesi verilenlerin, 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma işlemleri, borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre sonuçlandırılacaktır. 6- Yurtdışı borçlanmalarında maluliyet talebinin alınması ve şevklerinin yapılmasından sorumlu birimin tespiti 02/01/2014 tarihli ve 2014/1 sayılı ve 11/07/2014 tarihli ve 2014/12 sayılı e-YURTDISI talimatları ile yurtdışı borçlanması yapanların aylık bağlama işlemlerinin gerçekleştirildiği birimler belirlenmiştir. Ancak yurt dışı borçlanması yapan kişilerin maluliyet tespit taleplerinin hangi birime yapılacağı hususunda tereddütler yaşandığı tespit edilmiştir. Kanunun 4/la bendi kapsamında malullük aylığı talebinde bulunanlar, Türkiye’de çalışma olup olmadığına bakılmaksızın en son borçlanmayı yapan, Kanunun 4/1 b bendi kapsamında malullük aylığı talebinde bulunanlar, maluliyet tespiti talep tarihinde halen faaliyet devam ediyorsa faaliyetin yürütüldüğü, faaliyet sona ermiş ya da hiç faaliyette bulunulmamışsa yurt dışı borçlanmasının en son yapıldığı sosyal güvenlik il müdürlüğüne müracaat edecek ve maluliyet tespitleri bu ilin bağlı olduğu sağlık kurulunca gerçekleştirilecektir. 7- Mahsup tarihinin belirlenmesi 02/03/2015 tarihli ve 2015/4 sayılı e-YURTDISl talimatın 2 nci maddesinin beşinci fıkrasında “Yazılı talebine istinaden borçlanması iptal edilenler yeniden borçlanma talebinde bulunduklarında ilk borçlanmaya karşılık ödedikleri miktar yeni taleplerine göre tahakkuk ettirilecek borçlarına mahsup edilebilecektir. Bu durumda mahsup işleminin yapıldığı tarih, borç ödeme tarihi olarak dikkate alınacaktır.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Bu düzenleme, yurtdışı borçlanmasından vazgeçenlerden Kurumdan borçlanma bedellerini almamış olanlara, yeniden borçlanma müracaatında bulunduklarında Kurum hesaplarında bulunan ödemiş oldukları miktarlarının yeni borçlanmalarına mahsup edilmesini öngönnektedir. Söz konusu, mahsup işleminin ilgililerin talepte bulundukları tarih itibariyle gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Buna göre, Kurumca yapılan mahsup işlemi hangi tarihte gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin mahsup tarihi, mahsup dilekçesinin verildiği tarih olarak alınacaktır. 8- Kur Farkı Yurt dışından borçlanma talebinde bulunan kişilerin, 3201 sayılı Kanun 4 üncü maddesinin son fıkrasına göre Türk Lirası olarak belirlenen borçlanma tutarlarını yurt dışından 3 ay içerisinde Kuruma döviz olarak ödemeleri gerekmektedir. 22/08/2014 tarihli ve 2014/15 sayılı e-YURTDISI talimatı ile adlarına tahakkuk ettirilen borçlarını yurt dışında bulunan bankalar aracılığı ile ödeyenlerin yurt dışında bulunan bankalara ödeme yaptıkları tarihin borç ödeme tarihi olarak esas alınması; yurtdışından döviz olarak yapılan ödemelerde dövizin Türk Lirası karşılığının belirlenmesinde ise ödemenin Kurum kayıtlarına geçtiği tarihteki Merkez Bankası döviz alış kurunun esas alınması talimatlandırılmıştır. Ancak Kurum kayıtlarına geçmeyen paranın ödeme tarihinin değiştirilerek süresi içinde ödenmiş olarak kabul edilememesi ve yurt dışından yapılan ödeme ile Kurum kayıtlarına intikal tarihi arasında kur farkı oluşması sonucu vatandaşların karşılaştıkları sorunların aşılması amacıyla 04/05/2017 tarihli ve sayılı örneği ekli Başkanlık Olur’u alınmıştır. Buna göre, borcun tamamının ödenmiş olması kaydıyla; 1- Talep sahiplerinin ibraz edeceği belgelere göre borçlanma tebliğ tarihinden itibaren yasal süresi içerisinde ödemesi yapılmış ancak, MOSİP sisteminde kayıtlı son ödeme tarihinden sonra Kurum kayıtlarına intikal eden ödemelerde borçlanma programında ilk tebliğ tarihinin değiştirilerek ödemenin süresi içerisinde yapıldığının kabul edilmesi, 2- Borçlanma tutarının süresi içerisinde ödenmesine rağmen yurt dışından ödeme yapılan tarih ile ödemenin Kurum kayıtlarına geçtiği tarihteki döviz alış kuru arasındaki farktan dolayı talep sahibinin borçlanma tutarını eksik ödediğinin tespiti durumunda, ortaya çıkan eksik ödemelerin, ödemenin Kurum kayıtlarına geçtiği tarihteki döviz alış kuru ile ABD Dolarına çevrilerek bulunacak tutarın, aylık talep tarihindeki ABD Doları döviz alış kuru esas alınarak bulunacak Türk Lirası karşılığının, bağlanacak ilk aylık tutarından tahsil edilmesi kararlaştırılmıştır. Konu ile ilgili program çalışmaları devam etmekte olup bu çalışmaların sonuçlanması beklenmeden bu durumda olan başvuru sahiplerinin yurt dışı borçlanma işlemleri, söz konusu Olur kapsamında manuel olarak sonuçlandırılacaktır. Ayrıca, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda tebliğ tarihi değiştirilerek ödemenin yasal süresi içerisinde yapılması sağlandığında, bankaya ödeme yapılan tarih ile söz konusu ödemenin Kurum kayıtlarına geçtiği tarih arasında verilen tahsis talepleri geçerli sayılacaktır. Örnek Son ödeme tarihi 29/06/2017 olan sigortalı borçlanma tutarının tamamını 28/06/2017 tarihinde yurt dışındaki bir bankaya ödeyerek 30/06/2017 tarihinde aylık talebinde bulunmuştur. Ancak söz konusu ödeme Kurum hesaplarına 04/07/2017 tarihinde geçmiştir. Bu durumda ilgili borcunun tamamını süresi içerisinde ödediğinden ilgilinin 30/06/2017 tarihli tahsis talebi geçerli sayılarak diğer şartların da oluşması halinde ilgiliye 01/07/2017 tarihinden itibaren aylık bağlanacaktır. Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim. İsmail YILMAZ Genel Müdür İçindekiler1 Kurum talebi ikametgah nasıl alınır?2 İkametgah belgenin neden verileceği?3 Ikametgaha nereden bakılır?4 E devlette ikametgah nasıl alabilirim?5 E devletten ikametgah neden alamıyorum?6 Kurum ibrazı nedir?7 e-Devlet’ten ikametgah nasıl değişir?Kurum talebi ikametgah nasıl alınır?E-Devlet ile İkametgah Belgesi Alma Nasıl Yapılır?İnternetten e-Devlet'e hesap bilgilerinizle giriş kısmından Yerleşim Yeri İkametgah ve Diğer Adres Belgesi Sorgulama seçeneğini yazısını okuduğunuzu kimin için alınacağını belgenin neden verileceği?Yani nerede yaşadığınızı resmi olarak gösteren belgedir. İş görüşmeleri ya da resmi kurumlarla olan işlerde ve daha çok sayıda alanda kişilerden ikametgah belgesi talep edilmektedir. İkametgah belgesi artık nüfus müdürlüğü veya muhtarlığa gitmeden e-Devlet üzerinden nereden bakılır?e-Devlet KapısıNüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel MüdürlüğüYerleşim Yeri İkametgah ve Diğer Adres Belgesi devlette ikametgah nasıl alabilirim?Edevlet üzerinden Barkodlu İkametgah belgesi indirmekİlk olarak edevlet sistemine giriş yapmanız gerekmektedir. … Giriş yaptıktan sonra, sağ üst tarafta bulunan arama çubuğuna “Yerleşim Yeri İkametgah ve Diğer Adres Belgesi Sorgulama” yazarak ilgili sayfaya girmeniz devletten ikametgah neden alamıyorum?Adres bilgileriniz Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü kayıtları kapsamında güncellenir ile güncelleme yapmanıza rağmen yeni adresiniz sistemde görünmüyor ise İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ilgili birimlerine başvurmanız ibrazı nedir?Kuruma ibraz etmek nedir? İstenen belgeler arasında adli sicil, ikamet belgesi, kişisel belgeler ve sağlık raporu olmaktadır. Bu belgelerin iş başvurusunda verilmesi de kuruma ibraz edilme anlamı taşır. Kuruma ibraz etmek bu tanımı ile birlikte gerekli olan belgelerin kurum ya da kuruluşa verilmesi anlamına ikametgah nasıl değişir?E–DEVLET ÜZERİNDEN ADRES DEĞİŞİKLİĞİ e–Devlet Şifresi ile sisteme giriş yapın. "Bu hizmeti kullanarak, yerleşim yeri adresi ve/veya diğer adres bildiriminde bulunabilirsiniz." adımını takip edin. Uyarı Bu hizmetten, geçerli e-imza, mobil imza, SMS ile doğrulama yöntemlerinden birini kullanarak yararlanabilirsiniz. 08/05/2008 tarihinden önce yurt dışındaki sigortalılık süreleri; Türkiye’de sigortalılık yoksa Sosyal Sigortalar Kurumuna, yurda kesin döndükten sonra sigortalılık varsa en son tabi olunan sigortalılık statüsüne göre, ev kadınlığı süreleri ise Bağ- Kur’a borçlandırılmakta idi. Buna göre, bu tarihten önce borçlanılan ev kadınlığı süresi ile sigortalılık süresinin çakıştığının tespit edilmesi halinde 06/08/2011 tarihli ve 2011/48 sayılı Genelgenin “Dördüncü Bölüm/Ortak ve Diğer İşlemler/3. Farklı sigortalılık statüsünde borçlandırılan yurtdışı süreleri” bölümündeki açıklamalar doğrultusunda işlem yapılmaya devam edilecektir. 3- Borçlanma talep tarihindeki sigortalılık statüsünün sonradan değişmesi 3201 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasında “Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının b bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Buna göre, talep tarihindeki sigortalılık statüsüne göre yurt dışı borçlanması yapanların, müracaat tarihinden sonra müracaat tarihlerindeki sigortalılık statülerinin mahkeme kararı, denetim raporları veya önceden var olan bir hizmetin sonradan tespit edilmesi durumları hariç olmak üzere borçlanma yapılan statü değiştirilmeyecektir. 4- Çalışma süreleri arasında ve sonrasındaki bir yıla kadar olan işsizlik sürelerinin borçlandırılması Örnek-2 03/05/1985-31/12/1994 tarihleri arasında 4/1 b kapsamındaki sigortalı 15/07/2011 tarihinde Almanya’da geçen 01/09/1998-31/12/2010 tarihleri arasındaki sigortalılık sürelerini 4/1b kapsamında borçlanmıştır. Sigortalının 10/08/2014 tarihli mahkeme kararına göre 02/04/1998-30/07/1998 tarihleri arasında 4/1 a kapsamında sigortalılığı tespit edilmiştir. Bu durumda yapmış olduğu borçlanma, talep etmesi halinde, 4/1 a kapsamına aktarılacaktır. 3201 sayılı Kanunun I inci maddesinde “Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri hâlinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Söz konusu düzenlemede yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerin aynı anda borçlanılacağına ilişkin zorunluluk bulunmamaktadır. Buna göre, sigortalılık süreleri ile bu süreler arasında veya sonunda bir yıla kadar olan boşta geçen süreler birlikte borçlanılabileceği gibi talep edilmesi halinde bu süreler birbirinden bağımsız olarak da borçlanılabilecektir. 3201 sayılı Kanuna göre borçlanılacak sürede ilgilinin yurt dışında bulunması gerekmektedir. Bu nedenle sigortalılık sürelerinin sonundaki bir yıllık boşta geçen süreler borçlandırılırken Türkiye’ye dönülen tarihe kadar olan süre borçlandırılacaktır. Söz konusu bir yıllık sürede Türkiye’ye dönüldükten sonraki boşta geçen süreler kesinlikle borçlandırılmayacaktır. 5- “5/1g” kapsamındaki sürelerin borçlandırılması Yurt dışında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının g bendi kapsamında çalıştıktan sonra 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma talebinde bulunanların statülerinin belirlenmesinde tereddütler olduğu tespit edilmiştir 3201 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrası “Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının b bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre, Kanunun 5/1 g kapsamında yurt dışında çalıştıkları sırada Kanunun 4/1 a bendi kapsamında adlarına 21 kodu ile prim hizmet belgesi verilenlerin, 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma işlemleri, borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre sonuçlandırılacaktır. Yurtdışı borçlanmalarında maluliyet talebinin alınması ve sevklerinin yapılmasından sorumlu birimin tespiti 02/01/2014 tarihli ve 2014/1 sayılı ve 11/07/2014 tarihli ve 2014/12 sayılı e-YURTDISI talimatları ile yurtdışı borçlanması yapanların aylık bağlama işlemlerinin gerçekleştirildiği birimler belirlenmiştir. Ancak yurt dışı borçlanması yapan kişilerin maluliyet tespit taleplerinin hangi birime yapılacağı hususunda tereddütler yaşandığı tespit edilmiştir. Kanunun 4/1 a bendi kapsamında malullük aylığı talebinde bulunanlar, Türkiye’de çalışma olup olmadığına bakılmaksızın en son borçlanmayı yapan, Mahsup tarihinin belirlenmesiKanunun 4/1b bendi kapsamında malullük aylığı talebinde bulunanlar, maluliyet tespiti talep tarihinde halen faaliyet devam ediyorsa faaliyetin yürütüldüğü, faaliyet sona ermiş ya da hiç faaliyette bulunulmamışsa yurt dışı borçlanmasının en son yapıldığı sosyal güvenlik il müdürlüğüne müracaat edecek ve maluliyet tespitleri bu ilin bağlı olduğu sağlık kurulunca gerçekleştirilecektir. 02/03/2015 tarihli ve 2015/4 sayılı e-YURTDISI 2 nci maddesinin beşinci fıkrasında “Yazılı talebine istinaden borçlanması iptal edilenler yeniden borçlanma talebinde bulunduklarında ilk borçlanmaya karşılık ödedikleri miktar yeni taleplerine göre tahakkuk ettirilecek borçlarına mahsup edilebilecektir. Bu durumda mahsup işleminin yapıldığı tarih, borç ödeme tarihi olarak dikkate alınacaktır.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Bu düzenleme, yurtdışı borçlanmasından vazgeçenlerden Kurumdan borçlanma bedellerini almamış olanlara, yeniden borçlanma müracaatında bulunduklarında Kurum hesaplarında bulunan ödemiş oldukları miktarlarının yeni borçlanmalarına mahsup edilmesini öngörmektedir. Söz konusu, mahsup işleminin ilgililerin talepte bulundukları tarih itibariyle gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Buna göre, Kurumca yapılan mahsup işlemi hangi tarihte gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin mahsup tarihi, mahsup dilekçesinin verildiği tarih olarak alınacaktır. 8- Kur Farkı Yurt dışından borçlanma talebinde bulunan kişilerin, 3201 sayılı Kanun 4 üncü maddesinin son fıkrasına göre Türk Lirası olarak belirlenen borçlanma tutarlarını yurt dışından 3 ay içerisinde Kuruma döviz olarak ödemeleri gerekmektedir. 22/08/2014 tarihli ve 2014/15 sayılı e-YURTDIŞI talimatı ile adlarına tahakkuk ettirilen borçlarını yurt dışında bulunan bankalar aracılığı ile ödeyenlerin yurt dışında bulunan bankalara ödeme yaptıkları tarihin borç ödeme tarihi olarak esas alınması; yurtdışından döviz olarak yapılan ödemelerde dövizin Türk Lirası karşılığının belirlenmesinde ise ödemenin Kurum kayıtlarına geçtiği tarihteki Merkez Bankası döviz alış kurunun esas alınması talimatlandırılmıştır. Ancak Kurum kayıtlarına geçmeyen paranın ödeme tarihinin değiştirilerek süresi içinde ödenmiş olarak kabul edilememesi ve yurt dışından yapılan ödeme ile Kurum kayıtlarına intikal tarihi arasında kur farkı oluşması sonucu vatandaşların karşılaştıkları sorunların aşılması amacıyla 04/05/2017 tarihli ve sayılı örneği ekli Başkanlık Olur’u alınmıştır. Buna göre, borcun tamamının ödenmiş olması kaydıyla; l- Talep sahiplerinin ibraz edeceği belgelere göre borçlanma tebliğ tarihinden itibaren yasal süresi içerisinde ödemesi yapılmış ancak, MOSİP sisteminde kayıtlı son ödeme tarihinden sonra Kurum kayıtlarına intikal eden ödemelerde borçlanma programında ilk tebliğ tarihinin değiştirilerek ödemenin süresi içerisinde yapıldığının kabul edilmesi, Borçlanma tutarının süresi içerisinde ödenmesine rağmen yurt dışından ödeme yapılan tarih ile ödemenin Kurum kayıtlarına geçtiği tarihteki döviz alış kuru arasındaki farktan dolayı talep sahibinin borçlanma tutarını eksik ödediğinin tespiti durumunda, ortaya çıkan eksik ödemelerin, ödemenin Kurum kayıtlarına geçtiği tarihteki döviz alış kuru ile ABD Dolarına çevrilerek bulunacak tutarın, aylık talep tarihindeki ABD Doları döviz alış kuru esas alınarak bulunacak Türk Lirası karşılığının, bağlanacak ilk aylık tutarından tahsil edilmesi kararlaştırılmıştır. Konu ile ilgili program çalışmaları devam etmekte olup bu çalışmaların sonuçlanması beklenmeden bu durumda olan başvuru sahiplerinin yurt dışı borçlanma işlemleri, söz konusu Olur kapsamında manuel olarak sonuçlandırılacaktır. isaAyrıca, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda tebliğ tarihi değiştirilerek ödemenin yasal süresi içerisinde yapılması sağlandığında, bankaya ödeme yapılan tarih ile söz konusu ödemenin Kurum kayıtlarına geçtiği tarih arasında verilen tahsis talepleri geçerli sayılacaktır. İsa KARAKAŞ Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku BAŞUZMANI ÇSGB/SGK BAŞMÜFETTİŞİ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Der. GENEL BAŞKANI İş-Sosyal Güvenlik-İş Adli ve Ceza Bilirkişisi A Sınıfı İş Güvenliği UZMANI Gazeteci/ Yazar 50’yi aşkın kitabı bulunmaktadır KAYNAK TÜM Yönleriyle en güncel haliyle Yurdışı hizmet borçlanması ve emeklilik işlemlerini aşağıdaki kitabımızda bulabilirsiniz. Yazı dolaşımı

kuruma ibraz ve kurum talebi farkı