Yazar 3 ⭐ (7054 Derecelendirmeler). En Çok Oy Alan: 3 ⭐ En düşük puan: 1 ⭐ Özet: Hakkında makaleler Rahim ağzı – Vikipedi Genellikle silindir şeklinde ve 2–3 cm uzunluğundaki serviks hamilelik ile birlikte şekil ve boyut değiştirebilir.Dar ve merkezinde bulunan servikal kanal Arama sonuçlarını eşleştirin: Rahim ağzı (Latince Rahimağzı kanser, Menopoza giriş, öncesi, Serviks kanseri, İltihaplar, İlaçlar (d.kontrol, diğer ilaçlar) yan etki, Değişen kilo yapısı, Düşük; Adet sonrası kahverengi akıntı ilişkiye engel mi, nasıl geçer? Kahverengi akıntıdan şikayetiniz fazlaysa uzmana giderek Kizlarbu ay yumurtlama doneminde calistik ve yumurtlama gunumden beri vajinami yumusak hissediyorum..akintim da var..adetime 5 gun var rahim agzim acik ve surekli rahim agzi kuru mu hissedilir..bu gebelik belirtisi olabilir Smeartesti bir tarama testi olduğu için şüpheli sonuç varlığında kolposkopi, biyopsi ve servikal küretaj gerekebilir. Kolposkopi serviksin mikroskop yardımı ile detaylı incelenmesi ve şüpheli alanlardan örnek alınmasını sağlayan bir yöntemdir. Alınan örnekler ile tanıya gidilir. Rahim ağzı kanseri. tanı. ben45 yaşında bir bayanım sorunum rahim agzında yara varmış.doktara gittim ve bütün tahlilleri yaptırdım bana bi adet düzenleyici bi ilaç verdi fakat o ilacı aybaşı oldum 5.günde kullanmaya başlıcakmışım ama hala 2 ay geçmesine ragmen adet göremedim bunun için bna önerebileceginiz bişi var mı beni bu adresten bilgilendirirseniz sevinirim teşekkürler cash. Rahim boynu ya da daha çok serviks olarak bilinen rahim ağzı, rahmin hemen alt kısmında bulunan ve vajinaya açılan dar bir kanaldır. Yani aslında rahim ağzı, rahim ve vajina arasında bir bağlantı oluşturur. Rahim ağzı, bir nevi akıllı epitel hücrelerle çevrilidir. Bu hücreler sayesinde adet döngüsü boyunca içeriği değişen mukus üretimi yapılırken, aynı zamanda sperm geçişi sırasında bir koruma kalkanı meydana getirilir. Üretilen mukus, yumurta bırakıldığı zaman sperm dostu iken, diğer zamanlarda sperme karşı koyan bir yapıya bürünür. Rahim ağzı daha önce vajinal doğum yapmamış bir kadında sıkı sıkıya kapalıdır, fakat vajinal doğum yapmış kadınlarda daha açık şekilde görülür. Herhangi bir sağlık problemi yaşamadan normal bir hamilelik süreci geçiren kadınlarda rahim ağzı son üç aylık dönemin sonlarına doğru, yani doğum zamanına yakın dönemlere kadar kapalı olur, doğum yaklaştıkça yumuşar, kısalır ve açılmaya başlar. Rahim Ağzı Yetmezliği Servikal Yetersizlik Nedir? Rahim ağzı yetmezliği, rahim ağzının boynunun, rahim içinde her geçen gün büyüyen bebeğin ve içinde yüzdüğü amniyon sıvısının yaptığı baskıyla birlikte zamanından önce yumuşayıp açılması halidir. Çoğunlukla, kanama, ağrı gibi hiç bir belirti vermeden 16-24. haftalar arasında görülürken, erken doğum ve düşüklerin en önemli nedenlerinden biridir. Rahim ağzı yetmezliği gebeliklerin yüzde 1 ya da 2’sinde görülürken, gebeliğin ikinci üç ayında yani 4-6. aylar arasında meydana gelen tüm düşüklerin önemli bir bölümün esas nedeni olarak görülmektedir. Rahim ağzı yetmezliğinin temel nedenleri arasında, genetik doğuştan zayıflık, çoğul gebelikler, önceki doğumlarda rahim ağzının aşırı gerilmesi veya yırtılması ile rahim ağzı kanseri yer almaktadır. Kimler Risk Altında? Rahim ağzına koni biyopsi ya da LEEP işlemleri uygulanmışsa, Rahim ağzı daha önceki doğumlarda ciddi anlamda yaralandıysa, Sebepsiz bir şekilde ikinci üç aylık 4-6. aylar arasında dönem içinde düşük yapılmışsa, Bir ya da daha fazla erken doğum yapılmışsa, Daha önceki gebeliklerde rahim ağzı yetersizliği yaşanmışsa, Doğuştan gelen rahim ve rahim ağzı bozukluğu varsa, Anneniz size hamile iken Dietilstilbestrol adında bir ilaç almışsa, rahim ağzı yetmezliği söz konusu olabilir. Rahim Ağzı Yetmezliği Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır? Rahim ağzı yetmezliği genelde ilk gebeliklerde fark edilmez. Ve henüz rahim ağzı boyunu ölçmenin kesin bir yolu yoktur. Ancak hamile bir kadında rahim ağzının 4-6. aylar arasında ağrısız bir şekilde gitgide incelmesi ve açılmasının sonrasında rahimde kasılma ya da kanama meydana gelmeden düşük yaptığında anlaşılır. Genelde hiç bir belirti vermeyen bu hastalık, bazı hamilelerde 12-20. haftalarda aşağıdaki belirtileri gösterebilir; Rahim altında pelvik bölgesinde basınç hissi, Adet öncesi krampa benzer ağrılar, Sırt ve bel ağrısı, Vajinal akıntıda artış, Beyaz, berrak ya da açık sarı akıntının pembe ya da kahverengiye dönmesi, Hafif vajinal kanama, yukarıdaki belirtilerden bir ya da daha fazlasını belirtilen haftalar arasında gördüğünüz takdirde vakit kaybetmeden doktorunuza şikayetlerinizi bildirerek başvurmanız gerekir. Şayet rahim ağzı yetmezliği söz konusu ise doktorunuz 12. haftadan 23. haftaya kadar ultrason muayenesi yaparak sizi takip eder. Ve gerekli görürse rahim ağzı 25 mm’den kısa kalmışsa rahim ağzının doğuma kadar ortalama 37. haftanın sonunda alınır kapalı kalmasını sağlamak için serklaj ismi verilen dikiş işlemini uygular. Serklaj, genelde 12-16. haftalar arasında, vajinadan lokal anestezi ile yapılan kolay bir operasyondur. Bu işlemden 12 saat sonra normal hayatınıza dönebilirken, hamileliğin kalan kısmında cinsel ilişki yasaklanabilir. Rahim ağzı yetmezliği ve serklaj işlemi Daha sonra gidilen her muayenede dikişlerde kontrol edilir ve genellikle tahmin edilen doğum tarihine bir kaç hafta kala alınırlar. Eğer ilk gebelikte serklaj uygulanmışsa diğer gebeliklerde tekrar uygulanmasına gerek yoktur. Ancak doktor gerekli gördüğü takdirde tekrar edebilir. Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz. - 1123 Güncelleme - 1132 Doç. Dr. Oktay Kaymak, “Her hastalıkta olduğu gibi rahim ağzı yetmezliği tedavisinin başarılı olmasında da erken tanı çok önemli” dedi Günümüzde tüm doğumların ortalama yüzde 10’u erken doğumla sonlanıyor. Erken doğumun en önemli nedenlerinden biri de, rahim ağzı yetmezliği. Birçok anne adayının sorunu olan bu problem aslında uygun hastalarda rahim ağzına basit bir işlem yapılması sayesinde ortadan kaldırılabiliyor. Perinatoloji ve Yüksek Riskli Gebelikler Merkezi Uzmanı Doç. Dr. Oktay Kaymak, “Her hastalıkta olduğu gibi rahim ağzı yetmezliği tedavisinin başarılı olmasında da erken tanı çok önemli” diyor. Günümüzde tüm doğumlarda sıklığı yüzde 10’a varan erken doğum, yenidoğan ölümlerin yüzde 75’inden sorumlu oluyor. Erken doğumun en önemli sorumlularından biri ise rahim ağzı yetmezliği. Her 100 hamile kadından 1’inde görülen ve birçok nedene bağlı olarak gelişen bu tablo aslında erken tanı konulduğunda sorun olmaktan çıkabiliyor. Doç. Dr. Oktay Kaymak, rahim ağzına dikiş atılması yöntemiyle erken doğumun önlenebildiğini ve bu sayede anne adayının ideal zamanda doğum yapma şansını yakaladığını belirtiyor. RAHİM AĞZININ İNCELENMESİ ŞART Rahmin vajinaya açılan en alt noktasını oluşturan rahim ağzı normal şartlarda kapalı oluyor. Rahim ağzının hamileliği taşıyacak kadar güçlü olmaması ve doğum sancıları başlamadan önce açılması ise rahim ağzı yetmezliği olarak adlandırılıyor. Riskli durumlarda önlem alınmadan hamile kalınırsa 12 -22 haftalar arasında düşük oluşabiliyor. Bazı hamilelikler de 24 – 32 haftalar arasında erken doğumla sonuçlanabiliyor. “Ne yazık ki günümüzde birçok anne adayının risk belirlemesi tam yapılamıyor ve bunun sonucunda hamilelikleri erken doğumla sonuçlanıyor” diyen Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. Oktay Kaymak bu nedenle özellikle düşükle sonuçlanmış hamileliklerde bir sonraki hamileliğe başlamadan önce anne adaylarının mutlaka yeterli bir şekilde değerlendirilmeleri ve ek olarak rahim ağızlarının incelenmesi gerektiğini vurguluyor. BASİT BİR MUAYENE İLE TESPİT EDİLEBİLİYOR Rahim ağzı yetmezliğinde en önemli bulgu ise düşüğün hamileliğin ikinci 3 ayında 4. ay 5. ay 6. ay ve en önemlisi ağrısız bir şekilde gerçekleşmiş olması. Çünkü rahim ağzı yetmezliği olan anne adayları bebeklerini düşürürken çok fazla ağrı hissetmiyor. Eğer hamilelik bu şekilde noktalandıysa, altta yatan etkenin rahim ağzı yetmezliği olma riskinin yüksek olduğu anlamına geliyor. Bu tablonun bir diğer bulgusu ise rahim ağzı boyunun normalden kısa olması. Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. Oktay Kaymak bu durumun vajinal yoldan yapılan ultrasonografik incelemenin yanı sıra basit ve ağrısız bir muayeneyle tespit edilebildiğine işaret ederek “Ölçümlerde sadece rahim ağzı boyu değil, ek olarak yapısı da göz önüne alınıyor. Çünkü bazı anne adaylarında rahim ağzının boyu yeterli olsa da yapısının bozuk olması nedeniyle düşük veya erken doğum gelişebiliyor” diyor. TEDAVİ ERKEN DOĞUMU ÖNLEYEBİLİYOR Medikal, yani ilaç ile tedavisi, pesser denilen plastik halkalarla tedavi veya rahim ağzı dikişi vajinal ya da karın bölgesinden günümüzde uygulanan ana tedavi yollarını oluşturuyor. Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. Oktay Kaymak rahim ağzı yetmezliğinde hangi tedavi yöntemine başvurulacağına anne adayının mevcut durumu, daha önceden başarısız rahim ağzı dikişi geçirip geçirmediği ve rahim ağzının şu anki yapısına bakılarak karar verildiğini söylüyor. İlk hamileliği olan veya daha önceden erken doğum hikayesi olmayan anne adaylarında ilk tercih ilaç tedavisi oluyor. Eğer başarılı sonuç alınamazsa rahim ağzı dikişi yöntemine başvuruluyor. Plastik halkalar ise rahim ağzı yetmezliğinin önlenmesinde AĞZINA DİKİŞ ATILIYOR Genellikle 12-14. haftalarda yapılan rahim ağzına dikiş işlemine, daha ileriki haftalarda rahim ağzının erken açılması durumunda acil olarak da başvurulabiliyor. Doç. Dr. Oktay Kaymak, vajinal veya karın bölgesinden uygulanan rahim ağzına dikiş uygulamasının ameliyathane şartlarında, genel anestezi altında veya belden uyuşturulduktan sonra yapıldığını belirterek şu bilgileri veriyor “Ortalama olarak 15-20 dakika süren bu işlemde 5 mm genişliğinde, vücutta emilmeyen özel bir dikiş malzemesi, rahim ağzının en içerideki kısmına yerleştiriliyor. Dikiş, açılan rahim ağzını çepeçevre gezerek bir torba ağzı gibi sıkıştırıyor. Böylece rahim ağzının doğumdan önce açılması önleniyor.” Rahim ağzı dikişinin başarısı, dikişin konulduğu hamilelik haftası, rahim ağzının yapısı ve hamileliğin mevcut durumuna göre yüzde 30 - 70 arasında değişkenlik gösteriyor. Rahim ağzının açılması, doğum eyleminin ilk aşamasını oluşturur. Doğumun gerçekleşmesi ve plasentanın çıkarılmasıyla birlikte üç aşamadan ağzının açılması sırasında serviks önemli bir rol oynar. Kasılmalar, çocuğun doğmasına izin vererek açılmasını mümkün kasılmalar durumunda serviks kısalır veya önemli ölçüde durumda, kasılmaları durdurmak, anne ve çocuğun sağlıklı olduğundan emin olmak için hastaneye gitmeniz karşılık, gebelik sırasında gelişmesi boyunca fetüsü sıcak ve güvenli tutmak için serviks kapalı ağzı açılmadan önce yaşanabilecek diğer semptomlar şunlardır mukus tıkacının dışarı atılması, kasılmaların başlaması, suyun gelmesi ve fetüsün pelvis içine ağzı tamamen genişlediğinde, bebek dışarı ağzı açılması nasıl gerçekleşir?Rahim ağzı açılması iki şekilde ortaya çıkabilir Doğal olarak, tıbbi müdahale gerektirmeden kendiliğinden ortaya çıkar. Annenin ya da bebeğin sağlığı için gerekli görüldüğünde ilaç verilerek de sağlanabilir. Rahim Ağzının Açılmasının AşamalarıKasılmaların başlamasından doğum anına kadar geçen süre, rahim ağzı açılma aşaması olarak doğumun en uzun aşamasıdır ve genellikle annenin ilk çocuğuysa 8 ila 12 saat sürer. İkinci çocuk için yaklaşık 5 ila 7 saat olarak serviks saatte bir santimetre uzar, ancak genişleme oranı düzenli değildir. İlk santimetrelik alanın açılması genellikle en uzun sürer. Ama bu ortalama olarak böyledir. Her doğum ve her anne ağzı açılmasının aşamaları şunlardır1. Gizli aşamaKasılmalar her 5 ila 30 dakikada bir gerçekleşir ve ortalama 30 ila 45 saniye düşük bir yoğunlukta ise sırt ve kasık ağrısı duyabilirsiniz. Bununla birlikte, kasılmalar hala etkilidir Bu aşamada, serviks 3 cm’ye kadar Aktif çalışma aşamasıSonraki kasılmalar her 5 dakikada bir gerçekleşir ve 30 ila 40 saniye arasında sürer. Açılma 5 santimetreye her 2 ila 3 dakikada bir başlar ve 50 saniyeye kadar sürebilir. Serviks 6 santimetre Hızlı ivme aşamasıBu, 10 cm’ye ulaşacak olan serviksin genişlemesinin son aşamasıdır. Bu aşamada, her şey hızlanır Kasılmalar her 2 ila 3 dakikada bir gerçekleşir ve süre uzar, anneye dinlenme zamanı aşamada bulantı, kusma, kızarma veya üşüme yaşanabilir ve anne için en zor türleriİki tür rahim ağzı açılması vardırPasif açılmaServiks 0 ila 3 santimetre arasında açılır ve kasılmalar düzensiz ve ortalama bir yoğunlukta meydana ya da sessiz bir ortamda olmak daha uygundur. Kasılmalar 1 saat boyunca her 5 dakikada bir gerçekleşene kadar hastaneye açılmaServiks 3 ila 10 cm arasında açılır ve kasılmalar daha sık ve yoğun hale kasılmaların bebeğin doğumundan önce gerçekleştiği için hastanede olmanız en iyisi ağzı açılma ilerlemiyorsaBazen, serviksin genişlemesi yeterince hızlı gerçekleşmez veya bazı nedenleri arasında anormal bir serviks, kadının geçmişte servikal ameliyat olmuş olması, bebeğin annenin pelvisine göre çok büyük olması veya etkili olmayan kasılmalar kasılmalar birlikte, bu sezaryen gerektiği anlamına gelmez. Sağlık ekibi diğer teknik müdahaleleri yapabilir. Suyunuz gelebilir. Bu eylem genellikle daha güçlü kasılmalara ve bebeğin başının serviks üzerinde daha fazla baskı yapmasına neden olur. Sentetik oksitosin enjeksiyonu. Bu hormon, rahim kasılmalarını üreten doğal oksitosine katkıda bulunur, onları güçlendirmeye ve daha sık hale getirmeye yardımcı olur. Bir kadının hamile kalması için gerekli olan hususların başında, sağlıklı bir yumurtlama düzeninin olması gelmektedir. Bunun için de yumurtlama dönemi hesaplama çok önem arz ediyor. Çünkü kadının yumurtlama döneminde düzenli cinsel ilişkiye girilmesi ile gebe kalma ihtimalini arttırmaktadır. Ovülasyon olarak adlandırılan yumurtlama, kadının yumurtalıklarında bulunan yumurtaların olgunlaşarak, fallop tüplerine geçmesine denmektedir. Bu süreç ise, tıp dilinde yumurtalama dönemi olarak adlandırılmaktadır. Yumurtlama işlemi, erginliğe erişmiş ve menopoza girmemiş kadınlarda gerçekleşen bir işlemdir. Herhangi bir rahatsızlık olmadığı takdirde, menopoza girene kadar her kadında yumurtlama oluşmaktadır. Yumurtlama, gebe kalmak için gerekli olan ilk ve en önemli safhadır. Erginliğe erişmiş ve menopoza girmemiş olan kadınlar, normal olarak 21 ile 35 günde bir adet görmektedir. Bu süreye ise adet döngüsü adı verilmektedir. Söz konusu tarihlerin tam ortasına denk gelen tarihte ise, yumurtlama oluşmaktadır. Yumurtlama dönemi, 28 günde düzenli olarak adet gören kadınlar için, adetin başladığı günden itibaren 14ncü gündür. Bu tarih 30 günde bir adet görenler için ise, gün olmaktadır. Yumurtlama Dönemi Hesaplama Yumurtlama Nasıl Oluşur? Kadının yumurtalıklarında bulunan yumurta hücrelerinin bir miktarı, söz konusu yumurtlama döneminde gelişimini tamamlayarak, fallop borularına doğru hareket etmektedir. Bu yumurtalar, normal olarak 24 saat içinde canlılığını kaybetmektedir. Yumurtaların döllenmesini sağlayan erkek sperm hücreleri ise, yaklaşık 72 saat canlı kalmaktadır. Bu da, sadece yumurtlamanın olduğu gün cinsel ilişkiden gebe kalınacağı düşüncesini çürütmektedir. Aynı şekilde, yumurtlama dönemi hesaplama ile gebelikten korunmada, aynı nedenden dolayı uygun bir korunma yöntemi olmamaktadır. Söz konusu yumurtlama döneminde döllenemeyen yumurtalar ise, adet kanaması ile birlikte dışarı atılmaktadır. Yumurtlama Döneminde Hangi Belirtiler Gözlenebilir? Yumurtlama dönemi aynı zamanda, birçok hormonal değişikliğin de oluştuğu bir süreçtir. Bu nedenden dolayı da, kadınlarda yumurtlama döneminde bazı belirtiler ortaya çıkabilmektedir. Bu belirtiler, kadınların özelliklerinden dolayı değişebilmektedir. Bazı kadınlarda belirtiler çok yoğun olarak görülebilmekte, bazılarında ise nerede ise görülemeyecek kadar hafif geçmektedir. Bu belirtilerin en yaygın olanı ise, karnın alt kısmında meydana gelen sancı şeklinde ağrılardır. Bu ağrının nedeni ise, yumurtanın fallop tüpüne geçmeden önce gerilmesinden kaynaklanmaktadır. Yumurta fallop tüpüne geçtikten sonra ise, ağrı yerine yanma oluşabilmektedir. Yumurtlama döneminde yaygın olarak görülen belirtilerden biri de, vajinal akıntılarda artış görülmesidir. Bunun nedeni ise, spermin yumurtaya rahatça ulaşması ve daha uzun süre canlılığını koruması için, vajinada mukus adı verilen sıvının salgılanmasıdır. Yumurtlama döneminde kadınlarda çok hafif ve damla şeklinde kanamalar da oluşabilmektedir. Bu kanamalar genellikle, iç çamaşırlarında kahverengi lekeler şeklinde görülmektedir. Yumurtlama dönemlerinde ayrıca memelerde hassaslık, koku ve tat hassasiyetleri, karın altı kısmında şişlik ve cinsel istek artışları da görülebilmektedir. Ayrıca, vücut ısısında yarım derece kadar artışlarda gözlenmektedir. Yumurtlama Dönemi Hesaplama Yumurtlama Dönemi Hesaplama Yöntemleri Nelerdir? Yumurtlama dönemi, özellikle gebelik için çok önemli olduğu için, hesaplanması da önem arz etmektedir. Yumurtlama döneminin hesaplanmasında yaygın olarak kullanılan dört adet yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemler şu şekilde sıralanmaktadır; Takvim yöntemi takvim yönteminde öncelikle, kadının bir yıllık adet döngüsünün doğru ve tam zamanında takvime işlenmesi gerekmektedir. Böylece, en kısa süren adet döngüsü zamanından 18 rakamı çıkarılır, çıkan tarih yumurtlamanın oluştuğu ilk gün olarak kaydedilir. Daha sonra ise, en uzun adet döngüsü süresinden 11 rakamı çıkarılır. İlk elde edilen tarih ile son tarih arasındaki günler, yumurtlamanın oluştuğu günlerdir. Vücut sıcaklığı yöntemi bu yöntemin uygulanması için, bazal vücut termometreleri kullanılır. Vücut ısının en yüksek olduğu günden 3 gün öncesi ve 1 gün sonrası arasında kalan dönem, yumurtlama dönemini göstermektedir. Vajinal akıntı yöntemi yumurtlama döneminde, vajinal akıntılar en fazla düzeye çıkar ve 3 ile 4 gün sonra ise tekrar eski seviyesine dönmeye başlar. Bu süre de yumurtlama dönemini gösterir. Rahim ağzının muayenesi yöntemi bu yöntem ise, kadın doğum uzmanları tarafından uygulanır. Elle yapılan rahim ağzı muayenesinde, bölgenin yumuşaması yumurtlamanın başladığını işaret etmektedir. Bazı durumlarda, özellikle gebeliğin çok istendiği hallerde, bu yöntemlerden birkaçı aynı anda da uygulanabilmektedir. Fazla yöntem uygulamak, hesaplamanın daha kesin olmasına yardımcı olmaktadır. Video YUMURTLAMA GÜNÜ HAMİLE KALMAYA UYGUN GÜNLER NASIL HESAPLANIR? ELLE HESAPLAMA, OVULASYON MONİTÖRÜ Adet Düzensizliği Olan Kadınlar Bu Yöntemleri Kullanabilir mi? Adet düzensizliklerinin hormonal veya fiziksel birçok nedeni bulunmaktadır. Adet dönemi 21 günden daha az veya 35 günden daha uzun aralıklarda oluşuyorsa, adet düzensiz kabul edilir. Adet düzensizliği olan kadınlarda, söz konusu hesaplama yöntemleri uygulanmamaktadır. Öncelikle sorunun giderilip, adetin düzenli hale gelmesi sağlanmalıdır. Düzensiz adet gören kadınlar, yumurtlama kitlerini kullanarak da, yumurtlama dönemlerini öğrenebilmektedir. Oluşturulma Tarihi Mart 11, 2015 1019Rahim ağzı kanseri, rahim kanseri, yumurtalık kistleri ve kanserleri, endometriozis, miyom… Uzmanlar her fırsatta Erken tanı hayat kurtarır’ diyerek rutin kontrollerin ve testlerin önemine dikkat çekiyorlar. Ancak çoğumuz bu yaşamsal önem taşıyan öneriyi ya korkudan ya da ihmalkarlıktan genellikle kulak arkası erken tanı ve tedavi günümüzde rahim ağzı, rahim ve yumurtalık kanseri gibi ölümcül hastalıkların bile tedavi edilebilmesini sağlarken, bir yandan da tarama olanağı olan rahim ağzı kanserlerinin hiç oluşmadan önüne geçilmesine de imkan tanıyor. Acıbadem Maslak Hastanesi kadın hastalıkları, doğum ve jinekolojik kanser cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Mete Güngör, kadınlarda hayat kurtaran 3 öneride OLARAK JİNEKOLOJİK MUAYENEDEN GEÇİNDüzenli muayene 2 durum için çok önemli. İlki; henüz şikayete yol açmamış, ilerlememiş, ancak var olan bir hastalığın erkenden fark edilip tedavisinin hemen başlaması için önem taşıyor. İkincisi de sağlıkla uyuşmayan yanlış alışkanlıkların veya var olan risk faktörlerinin zamanında değiştirilerek, olması muhtemel bir hastalığı engellemek için. Neler yapılıyor?Rutin muayeneyle, tedavileri ilaçlarla düzenlenebilen enfeksiyon, adet düzensizlikleri, ameliyat olunması gereken yumurtalık kistleri, myomlar ve rahim sarkması gibi hastalıkların yanı sıra yaşamsal öneme sahip olabilecek rahim ağzı kanseri, yumurtalık veya rahim kanseri gibi hastalıkların tanısı için de kontroller yapılıyor. Ne zaman yaptırmalı?Düzenli jinekolojik muayene için modern tıbbın önerisi kız çocuklarının 13-15 yaş arasında ilk kadın doğum muayenelerinin yapılması. Erişkin dönemde ise her kadının senede bir kez jinekolojik muayene ve ultrason takibi yaptırmaları gerekiyor. RAHİM AĞZI KANSERİ İÇİN TARAMA TESTİ YAPTIRINDünya genelinde her yıl yaklaşık 500 bin kadın, Human Papilloma Virüsü'nün sorumlu tutulduğu rahim ağzı kanserine yakalanıyor. Daha da kötüsü bu kadınların 250 bini geç teşhis nedeniyle hayatını kaybediyor. Kadın kanserleri arasında 2. sırada yer alan rahim ağzı kanserine, ülkemizde her yıl 1500 kadın yakalanıyor. Oysa yılda düzenli olarak yaptırılması önerilen Pap Smear Testi ile rahim ağzı kanserleri henüz hücre değişimlerinin olduğu, daha kanser öncesi süreçte yakalanabiliyor. Ayrıca bu hastalığı önlemek için yola çıkan ABD'li bilim adamları yeni bir tarama yöntemi daha geliştirdi; "Işık ile Tarama". Bu tarama yönteminde kadına patolojik incelemeye gerek olmadan, anında sonuç yapılıyor?Tarama testlerinin iki fonksiyonu var; birincisi kanser öncüsü şüpheli hücresel değişimleri tespit etmek. İkincisi ise rahim ağzı kanseri mevcutsa, hastalığın erken evrede tanınmasını sağlamak. Tarama amacıyla kullanılan Pap Smear testinde fırça şeklindeki özel bir çubuk yardımıyla rahim ağzından sürüntü alınıyor. Alınan örnek patolojiye gönderiliyor ve 2-7 gün içinde sonuçlanıyor. "Işık ile Tarama" sisteminde ise kadın masaya yattığında rahim ağzına ışıklı bir cihazla bakılıp, o bölgede problem olup olmadığı 1-2 dakika içinde tespit edilebiliyor. Cihazın bağlı bulunduğu ekranda sonuç düşük, orta veya yüksek risk olarak beliriyor. Bu sayede test sonucunun temiz çıktığı ya da şüpheli bulgulara rastlandığı anında bildirilebiliyor. Şüpheli olan sonuçlarda tanısal amaçlı rahim ağzından biyopsi alınıyor. Ne zaman yaptırmalı?Tarama testlerine cinsel ilişkiden 1 yıl sonra veya 21 yaşında başlanmalı ve 1-3 yılda bir tekrarlanmalı. 70 yaşına kadar devam edilmeli. Pap Smear testi vajinal kanama ve akıntı olmadığı bir donemde, tercihan cinsel ilişkiden veya herhangi bir vajinal ilaç kullanımından 2-3 gün sonra BELİRTİLERDE HEMEN DOKTORA BAŞVURUNRutin olarak önerilen senelik jinekoloji muayenesi dışında, hastalıkların belirtileri olabilecek durumlarda da mutlaka erkenden bir kadın doğum muayenesi olunması gerekiyor. Her şikayet bir hastalık olduğu anlamına gelmese de, bazı belirtilerin varlığı derhal bir jinekolojk muayeneyi gerektiriyor. Aşağıda yer alan belirtilerde zaman kaybetmeden doktora başvurmayı ihmal etmeyin.• Akıntı, kasık ağrısı, ilişki sırasında ağrı ve yanma, jinekolojik enfeksiyonların belirtisi olabiliyor.• Ağrılı adet görme, ilişki sırasında ağrı endometriozis denilen rahim içi dokunun rahim dışında bulunduğu hastalığın belirtilerinden olabiliyor.• Adetlerin çok kanamalı olması, rahmin karından elle hissedilir şekilde büyümesi ve kasık ağrısı myom denilen, rahmin iyi huylu kitlelerinin belirtilerini oluşturabiliyor.• İlişki sonrası kanama, kötü kokulu akıntı rahim ağzı kanserinin belirtisi olabiliyor.• Menopozdan sonra görülen kanama rahim kanserine işaret edebiliyor.• Karında yaygın şişkinlik, kitle hissedilmesi yumurtalık kanseri belirtisi olabiliyor.

adet öncesi rahim ağzı yumuşaması