Hücrelerininsülin adı verilen hormona karşı daha az duyarlı hale gelmesi olarak tanımlanan insülin direnci, bütüncül sağlık açısından oldukça kritik. İnsülin reseptörleri, vücuttaki her hücrede bulunduğundan, hücrelerin insülin sinyallerine ne kadar iyi tepki verdiği, nasıl hissettiğimiz ve bütüncül
İnsülin haberleri, son dakika İnsülin haber ve gelişmeleri burada. Prof. Dr. Canan Karatay Ömrü uzatıyor diyerek tavsiye etti Zeytinyağını alıp, evinizin baş köşesine koyun
Geçen hafta 2 seneden beri tip 1 diyabetli (şeker hastalığı) olmama rağmen ilk defa HbA1c testi yaptırdım ve şaşırtıcı bir sonuçla karşılaştım. HbA1c sonucum 5.2 idi. Doktor normal bir insan kadar iyi olduğumu söyledi ancak kolestrol biraz fazla idi. Yağları azaltırsam onun da düzeleceğini söyledi.
Ağırlık antrenmanı ve kardiyonun gerek yağ yakımı gerekse kas gelişimi üzerinde etkisi büyüktür. Her ikisi de yağ yakımı ve kas gelişimi hedeflerini gözetmektedir. Fakat her ikisi arasında da farklılıklar mevcuttur. Sizlere bu yazımızda az zaman kaybı ile hedeflerinize daha kısa bir sürede ulaşmanızı sağlayacak
Doğum kontrolü, gebeliği önlemek için kullanılan herhangi bir yöntemdir. Prezervatifler, spiraller, doğum kontrol hapları, sperm öldüren jeller ve vazektomi gibi birçok farklı doğum
cash. Diyabet deyince iki ayrı hastalıktan bahsediyoruz. Bunlardan biri, diyabetlilerin aşağı yukarı %5 ile %10’unu oluşturan Tip 1 diyabetliler ki bunlarda tedavi şekli mutlak insülindir. Tanı koyduğunuz gün ve an insülin tedavisine başlamak durumundasınız. Başka çözümü yoktur. Tip 2 diyabet dediğimiz diyabetlilerin aşağı yukarı %90 ile %95’ini içeren grup ise yeni tanı konduğunda mutlak yaşam tarzı değişikliği ve onunla birlikte de ağızdan alınan oral anti diyabetikler veya ağızdan alınan şeker düşürücü ilaçlardan özellikle metformin molekülünü içeren ilacı başlamak durumundayız. Onun dışında Tip 2 diyabetli bir kişi ilk tanı konduğunda eğer kan glikoz düzeyi çok yükseklerde seyrediyorsa, üç aylık ortalamasını gösteren hemoglobin a1c değeri örneğin %9, %10, %11 gibi değerlerdeyse yani çok fazla şeker yüksekliğinin klinik tablosunu bütün ağırlığıyla gösteriyorsa, o kişiye hemen insülinle tedaviye başlamak, ağır hiperglisemi dediğimiz yüksek şekerin yarattığı klinik tablonun çözülmesinden ve hastanın bir anlamda rahatlamasından sonra bu kişilerde insülin ihtiyacı azalacaktır. Başlangıçta da hap ilave ediyoruz. Yani insülini tek başına başlamıyoruz. Bu kişilerde insülin ihtiyacı öylesine azalır ki daha sonra insülin ihtiyacı tamamen de ortadan kalkabilir. Diğer taraftan da Tip 2 diyabetli bir kişi, tanı konduktan sonraki yıllar içinde haplarla tedavi edildiği süreçte artık o hapların yetersiz kalmaya başladığı bir durumda, başka bir deyişle üç aylık şeker ortalamasını gösteren hemoglobin a1c artık o haplarla hiçbir şekilde kan şekeri ayarını sağlayamıyorsak o hastaya mutlaka insülin ekliyoruz. İnsülin tedavisine başlatıyoruz. İnsülin tedavisine başlatmak, hapların tümünü kesmek anlamına da gelmiyor. Hapların dozu azalabilir. Sayısı azalabilir. Bu tedavinin üzerine de insülin eklenir.
Giriş Tip 1 diyabet ve çoğu tip 2 diyabet vakası insülin enjeksiyonu ile tedavi edilmektedir. On yıllar boyunca bu enjeksiyon insülin sunmanın tek yoluydu. İnsülin vermek için daha kolay bir yolun neden geliştirilmediğini merak şu ki 80 yıldan beri insanlar yutabileceğiniz bir çeşit insülin geliştirmeye çalışıyorlar. İlaç şirketleri, devlet kurumları ve üniversiteler, diyabet tedavisinin bu "kutsal gübresinin" geliştirilmesi umuduyla kapsamlı araştırma yapmışlardır. Sürecin neresinde duruyoruz? İtiraz Neden oral insulin? Herhangi bir şeker hastalığınız varsa, kan şekeri seviyenizi hedef aralıklarınızın altında tutmak hayati önem taşımaktadır. Bunu yapmak körlük, kalp hastalığı, böbrek hastalığı ve sinir hasarı gibi ciddi sağlık sorunları riskinizi şekeri seviyenizi güvenli bir seviyede tutmak için diyabet tedavi planınızı takip etmeniz gerekir. Diyabetli birçok insan için, bu insülin enjeksiyonlarını içerir. Bu enjeksiyonlar elverişsiz olabilir, kendi kendine idare edebilmek için eğitim gerektirir ve günde birkaç kez verilmesi gerekebilir. Ve tabii ki, birçok insanın hoşlanmadığı iğneleri içerirler. Bütün bu nedenlerden dolayı, birçok kişi diyabet tedavi planını takip etmemektedir; bu da ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Yani, bir hap yutarak insülin dozu alabildiğiniz fikri, birçok insana hitap ediyor. Doktorlar, bir hap kullanmanın kolaylığının, insülin terapisi rutini başlatmaya ve sürdürmeye istekli daha fazla insanın olabileceğini düşünüyor. Bu onların şeker hastalığını daha iyi kontrol etmesine neden olabilir. Fiziksel Fayda Oral insülin nasıl çalışır?Enjekte edilebilir insülinle ensülini cildinizin altındaki yağ dokusuna enjekte etmek için bir iğne kullanırsınız. Buradan, insülin kan dolaşımına gider. Vücudunuz genelinde dolaşıma girer ve sonra karaciğere gönderilir. Öte yandan, oral insülin sindirim sisteminizde ilerleyebilir. Bağırsaklarınız yoluyla kan dolaşımınıza absorbe olur. Bağırsaklardan, portal damonına, karaciğere bağlanan bir kan damarı içine taşınır. Sonra insülin doğrudan glikoz kan şekeri depolanan karaciğerinize taşınır. Oral insülin ile olan süreç, vücudunuzdaki doğal insülinin, enjekte edilebilir insülin yerine hareketi taklit eder. İnsülini daha hızlı karaciğere taşımak vücudunuzun glikozu emmesine ve kullanmasına yardımcı olabilir. Bu, insülinin daha hızlı çalıştığı anlamına gelebilir. Aynı zamanda, kandaki aşırı insülin riski azaltabilir, bu da hipoglisemi düşük kan şekeri riskini azaltabilir. Bariyerler Neden oral insülin olmadığımız? Sindirim sistemi zarar görmeden verebilecek bir tür oral insülin geliştirmedik. Midenizdeki asitler karaciğere gitmeden önce oral insülini parçalayabilir. Bu, karaciğerinize ulaştığında etkili olmadığını gösterir. Ayrıca, vücudunuz bağırsaklardan insülini emme konusunda sorun yaşıyor. Bağırsaklarınızdaki mukus tabakası kalınlaşmıştır ve çalışmalar, bu astardan ve kan dolaşımınıza sadece düşük insülin seviyelerinin geçtiğini göstermiştir. Sonuç olarak, bazı araştırmacılar diyabet yönetiminde etkili olması için yüksek miktarda insülinin gerekli olabileceğini düşünüyor. Oral insülin üzerinde birçok klinik çalışma yapılmıştır, ancak hiçbir tedavi şekli denemeleri başarılı bir şekilde gerçekleştirmemiştir. İyi haber, bu çalışmaların hiçbiri, oral insülinden, enjekte edilebilir insülin ile karşılaştırıldığında önemli sağlık riskleri göstermedi. Ancak, araştırmacılar, oral insülinin belirli kanser türlerine yakalanma riskini artırabileceğinden endişe ediyorlar. Bunun nedeni, büyük miktarda insülinin sindirim sistemi yoluyla geçirilmesi için gerekli olacağıdır. İnsülin büyümeyi teşvik eden bir maddedir ve büyük miktarları kanser hücrelerinin büyümesini teşvik edebilir. Alt satırda ise, oral insülin ile kanser arasında hiçbir bağlantı kurulmamış olmasıdır. Diğer seçenekler Mevcut ve gelecekteki seçenekler Araştırmacılar bir hap formu insülin için çalışmaya devam ederken, başka bir form da artık mevcut. Afrezza teneffüs tozu, 2014 Yılında Food and Drug Administration tarafından onaylandı. Bir inhalatör kullanarak, yemekten sonra kan şekerindeki artışları kontrol altına almak için bir başlangıcında bu ilacı soluyorsunuz. İlaç, ciğerlerinizin duvarları yoluyla kan dolaşımınıza emilir. Bu yöntem, bir hap formunda olduğu kadar arzu edilmez, çünkü karaciğere çabucak girmez. Afrezza'yı tip 1 veya tip 2 diyabet kullanıyorsanız kullanabilirsiniz. Bununla birlikte, tip 1 ile, enjektabl insülin de kullanmalısınız. İnsülinin diğer oral formları için klinik çalışmalar devam etmektedir. Örneğin, bir bukkal sprey incelenmektedir. Bu ilaç ağzınıza püskürtülür ve yanağınızın mukus zarından kan dolaşımınıza emilir. TakeawayTalk doktorunuzla görüşün İnsülin hapı henüz mevcut olmasa da, tıp biliminin bu hedefe ulaşmasından önce muhtemelen zaman meselesi. Bu arada, diyabetinizi mevcut tedavilerle idare etmek için doktorunuzla birlikte çalışmaya özen gösterin. Oral insülin hakkında sorularınız varsa, insülin tedavi planınız veya genel olarak diyabet doktorunuzla görüşün. Senin için en iyi tedavi planını yaratmak veya yönetmek için sizinle birlikte çalışabilirler. Doktorunuz için sorabilirsiniz sorularınız şunlardır Afrezza benim için yararlı bir seçenek olabilir mi? Kendime daha az enjeksiyon yapmam için uzun etkili insülin kullanabilir miyim? İnsülin kadar iyi çalışabilecek oral tedavi seçenekleri var mı? Yakın gelecekte başka hangi diyabet tedavileri mümkün olacağını düşünüyorsunuz?
spor en büyük yardımcımızdır. en basitinden, kalın mat ve ip alıp evde ip atlayabilirsin. sadece spor yapmak ya da sadece diyet yapmak ya da sadece ilaç kullanmak ile olmayacak iştir. bu üçünü düzenli ve birlikte yapmanız şarttır. özellikle spor kısmı çok önemli. tehlikelidir insülin direnci. 3 gün kendine dikkat etmezsen değerlerin tavan yapar. o yüzden bu yukarda saydığım 3 öğeyi yaşam stili haline getireceksin mecburen. kontrol altına alınmasında beslenmenin sorumluluğu neredeyse tümüyle yüklenebileceği türden bir rahatsızlıktır. önemli olan çok çok az karbonhidrat tüketmek değil, doğru karbonhidratın seçimidir ki bunlar lif açısından zengin olup, kan şekerinde ani yükselme yaratmayacak glisemik indeksi düşük olanlardır. sporun yardımcı olmasının sebebi ise, insülin salınımının artmasında ciddi bir etkisinin olmasıdır. baklagil sizin dostunuzdur, baklava, baklagil değildir. doktora hap kullanmaya bir iki saatte bir acıkırdım. fındık, ceviz, badem takviyesi yapardım. altınbasak ayran icerdim. kandil simitlerinden yerdim. uc gun oldu ilac kullanmaya yedi gibi bir kepek ekmegi, beyaz peynir on ikiye kadar acıkmıyorum. bes saat bir menemen, bir kepek ekmegi yediye kadar acıkmıyorum. dusun yedi saat acıkmadan bi tane haslanmıs tavuk yiyorum. hic bir iki saatte bir verdiriyor diyorlardı. istahın kapandıgı icin mi acep? spor yapın ilaçtan ya da başka alacağınız her türlü tedaviden çok daha iyi sonuç alacaksınız spor egzersiz kasların glukoz alımını artırdığı için insülin direncini azaltıcı etki gösterir. glukofor ya da diğer metforminler in kullanımı gerçekten faydalı oluyor diyet ve egzersizi de yanına ekledin mi tamamdır. bir hafta kadar antibiyotik içtiğim için hekime danışmadan bıraktım metformini hemen fırladı insülin. ilaca devam insülin direncim maalesef askerdeyim ve spor faliyetide yapılmıyor burada. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
Prof. Dr. Temel Yılmaz, şeker hastalığının tedavisindeki son yenilikler konusunda bilgi verdi. İnsülinsiz hayatın formülünü açıkladı. Türk Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, diyabet ve hastalığın tedavisine ilişkin son yenilikleri anlattı Şeker hastalığı, ağızdan alınan ilaçlarla tedavi edilebilir mi? Halk arasında Diyabet Hapları’ diye adlandırılan ilaçlar, oral hipoglisemiklerdir. Bu ilaçlar, tip 2 diyabetlilerde ağızdan alınarak kullanılan, vücuttaki hedef hücrelere etkisini düzenleyen glikozun bağırsaktan emilimini yavaşlatan ilaçlardır. ŞEKER HAPI VAR MI? Ağızdan alınarak kullanılan ve insülin içeren ilaçlar var mı? Henüz bu yönde etkili olan bir ilaç yok! Günümüzde insülin sadece parenteral yolla İlacın damar içi, kas içi yolla verilmesi kullanılabilmekte… Ağızdan kullanılan ilaçlar insülin değildir, sadece vücuttaki insülinin pankreastan salınımını artırıcı yönde etki gösterir. İnsülin yokluğundaki etkileri de oldukça azdır. Hap almanın yemekle ilişkisi var mı? Hap almanın yemekle ilişkisi var. Çünkü haplar, diyabetlinin yemeğini idare edecek insülin etkisi oluştursun diye kullanılır. Eğer hesaplanan, birlikte kararlaştırılan beslenme programının dışına çıkılıp, daha az tüketilirse ilaç daha fazla gelecek; daha çok tüketilirse o zaman da insülin ihtiyacı artarak yetersiz kalacaktır. Çocuğunuzun yaş günü veya evlenme yıldönümünüzse hekiminizle bunu kararlaştırmak yoluyla hapınızın dozunu artırabilirsiniz. Böylece o öğünde kan şekerinizin daha çok yükselmesine engel olursunuz. Ama bunu alışkanlık haline dönüştürdüğünüzde, yarardan çok zarar göreceğinizi de unutmayın! HASTA DOĞRU YOLDA MI? Diyabet tedavisinde kullandığımız haplar nasıl etki ederler? Yan etkileri neler? Tip 2 diyabet tedavisinde kullanılan haplar, insülinin etkisini ve hassasiyetini artırır. Eğer şişmanlık varsa, yağ kütlesi azaltılarak insülinin işi biraz daha kolaylaştırılmaya çalışılıyor. Eğer hasta doğru yolda ilerliyorsa, kullanılan ilaçlar da doğruysa tedavi mükemmel demektir. İlaçların doğru dozda ve zamanda kullanılması çok önemlidir. İlaçların hastalıklara, evrelere, yaşlara, birlikte bulunan hastalıklar veya vücuttaki hasarlara göre hekim tarafından belirlenen dozları bulunur. Bu dozları daha iyi gelsin’ diye komşu uyarılarıyla veya insülin tedavisini ertelemek adına artırmak yanlış olur. TÜRK DOKTORLARIN BULUŞU YENİ UMUT MU? Şeker insülinsiz tedavi edilebilecek mi? Bu konuda Akdeniz Üniversitesi doktorlarının deneysel bir çalışması var. Hatta bu konu Human Gene Therapy’e kapak olmuş, siz bu gelişmeyi nasıl yorumluyorsunuz? Bunlar umut veren çalışmalar, ancak ne yazık ki klinik uygulamaları henüz yok! Ancak bu konuda dünyanın her yerinde araştırmalar yapılıyor, Türkiye’deki çalışma da son derece yüz güldürüyor. Genlerle oynayarak, diyabetin tedavisi amaçlanıyor. Umarım başarılı olur. DİYABET ÇOK SİNSİDİR Diyabetli bir hasta organ hasarlarından nasıl korunur? Diyabetin başlangıcından itibaren 10 yıl boyunca genel olarak hastayı uyaran ya da yaşam kalitesini bozan bir bulgu olmaz. Hastalık sinsice seyreder. Burada en önemli tanı aracı, A1C testidir. A1C testi diyabet hastasının iki aylık kan şekeri ortalamasını gösterir. Kişinin A1C testi, yüzde değerinin altında olmalıdır. Beyaz alanda yer alan bu değerin altında, diyabete bağlı organ hasarlarının gelişmediği kabul edilir. değerleri arasına denk gelen sarı alanda ise; büyük damar hasarları, hipertansiyon, diyabetik ayak problemleri baş gösterir. Eğer bu değer ve üstünde ise; bu kez küçük damar hasarı, göz ve böbrek bozuklukları ya da ayakta görülen sinir hasarları oluşabilir. ADACIK NAKLİ ŞEKER HASTALIĞINI İYİLEŞTİRİR Adacık nakli tip 1 ve ileri dönem tip 2 diyabetin kesin tedavisi için en çok umut bağlanan yöntemler arasında ilk plandadır. Fakat adacık naklinde asıl sorun, organ nakli gibi immün sistemi’ni baskılayan ilaçlar uygulamak zorunda kalınmasıdır. Günümüzde ağır basan görüş, daha güvenilir ve yan etkisi daha az bir ilaç bulunmadan eski yöntemle tedavinin devam etmesidir. Yani hastaların bir çoğu insülin tedavisinden şaşmamaktadır. Ancak adacık nakli operasyonlarında son yıllarda başarı oranı artmıştır. Hasta sağ kalım oranı yüzde 85’lerden yüzde 98’lere çıkmış. Bir yıllık insülinsiz yaşam oranı yüzde 17’lerden yüzde 70’lere kadar çıkmıştır. PANKREAS NAKLİ ADACIK NAKLİNİN ALTERNATİFİ Pankreas naklindeki en büyük sorun önemli cerrahi işlemler gerektiriyor olması… Adacık naklinde hastaya büyük bir cerrahi girişim olmaksızın tüpün içindeki hücreleri bir ultrason rehberliğinde enjeksiyonla göndermek yeterli oluyor. Adacık naklinin ikinci özelliği de tekrarlanabilir olması… Çünkü nakil sırasında ciddi bir bayıltma ve cerrahi operasyon yapılmıyor. Pankreas naklinde ise küçücük bir yanlış, hastada ciddi yan etkilere hastanın hayatını tehdit eden sorunlara yol açabiliyor. Adacık nakli, bu tekniği iyi bilen kişilerce uygulandığında hayati bir durum söz konusu olmuyor. ADACIKLAR TİP 1 ŞEKER HASTALARINA ÖNERİLİYOR Tip 1 diyabet tedavisinin iki önemli unsuru var. Bunlardan biri; bağışıklık sistemi hücreleri tarafından öldürülen beta hücrelerinin yerine konması… Diğeri de devam eden otoimmün atakları’nın engellenmesi… İlk basamak olan, yerine koyma tedavilerinin günümüzde uygulanan tek yöntemi kadavradan adacık nakli… Adacık nakli, Amerika’da 20, Avrupa’da 16 ve dünyada yaklaşık 50’ye yakın merkezde uygulanmakta olan önemli bir işlemdir. KİMLER ORAL ANTİDİYABETİK İLAÇ KULLANAMAZ? Tip 1 diyabetikler Hamileler Süt veren anneler Böbrek yetmezliği olanlar Karaciğer yetmezliği olanlar Büyük cerrahi girişim, ağır travma, ağır enfeksiyona maruz kalanlar Akut metabolik komplikasyonu olanlar ilaç kullanamaz. HAYAT BOYU İNSÜLİN KULLANMAK GEREKMEZ Diyabet hastası bir kere insüline başladı mı bir daha bırakmaması mı gerekir? Hayır. ÖzellikletTip 2 diyabet hastalarında hayatları boyunca çeşitli aralıklarla insülin bıraktırılır. Kontrollü olarak gluko toksisitesi ölçülür. Doktorun uygun gördüğü dönemde insülin bırakılır, hapa dönülür. Sonra hasta bir süre izlenir ve tekrar insüline başlanır. Tedavinin bir döneminde yine hap kullanılır. İnsüline bir kez başlandı mı bırakılmaz’ diye bir şey yoktur. Yalnızca tip 1 diyabetli çocuklar, vücutlarında hiç insülin bulunmadığı için onlar aralıksız insülin üretmek zorundadır. TİP 1’Lİ ÇOCUKLAR H1N1 AŞISI OLMALI! Diyabet hastaları domuz gribine karşı risk grubu mu, sizce özellikle diyabetli çocuklar aşılanmalı mı? Tip 1 diyabet hastaları 50 yaşının üzerindeyseler ve 10 yılı aşkın süredir hastaysalar, vücutlarında bir ya da birden fazla organ hasarı varsa, aşı programını mutlaka tamamlamalılar… Yani grip, zatürre ve H1N1 domuz gribi aşılarını yaptırmaları gerekir. Çünkü risk grubunda kabul edilirler. Ayrıca tip 1’li olan çocuklar da yüksek risk grubu içinde kabul edildiklerinden onlara mutlaka H1N1 aşısı olmaları gerektiğini söylüyoruz. İLAÇLA İSTEDİĞİM KADAR YİYEBİLİR MİYİM? Biraz fazla yemek yenildiğinde ilaç dozu artırılabilir mi? Bu, neyin çok tüketileceğiyle ilgili bir şey. Eğer tüketilecek besin karbonhidrat ve şeker açısından yoğun bir besinse ve bunu fazlalaştırmaya çalışıyorsanız, hapın dozunu artırmak yetmeyebilir. Ama bir porsiyon yerine iki porsiyon sebze veya meyve yenmek istendiğinde, ilacın dozunu yükselterek, o öğünün kan şekeri yüksekliğini engellemek mümkündür. İNSÜLİN DESTEĞİ GEREKEBİLİR Zayıfsanız ve sık sık kaçamak yapmak zorunda kalıyorsanız kalorinizi artırıp, buna uygun insülin desteği yapmanız gerekebilir. Ama şişmansanız ve kaçak yapmaya çalışıyorsanız, o zaman Neden daha fazla yemek yeme ihtiyacı duyuyorum?’ demeli ve bu konuda uzman hekimden yardım almalısınız. Çünkü bunun nedeni kullanılan ilaç da olabilir.
Hürriyet yazarı Osman Müftüoğlu kilo vermek isteyenlerin sıklıkla başvurduğu metformin adlı ilacın olası etkilerini değerlendirdi. Müftüoğlu, metforminin etkili bir iltihap baskılayıcı ve kanser önleyici olabileceğini gösteren bulgular olduğunu söyledi. Hürriyet yazarının bugünkü yazısı şöyle İnsülin direnci de, bu direncin yarattığı kilo meselesi de çoğu zaman sadece beslenme önlemleri ve düzenli egzersizle ortadan kalkabiliyor. Ama bazen metformini de devreye sokmak gerekebiliyor. Kilo sorunu ve insülin direncine çare arayanların, çözüm olarak her gün metformin içeren bir ilaç yutması şart değil. Kararı doktora bırakmak, ama o önerdiğinde de “Ben bu hapı yutmam arkadaş!” diye inatlaşmamak lazım. Şu nokta mühim İnsülin direnci de, bu direncin yarattığı kilo meselesi de çoğu zaman sadece beslenme önlemleri ve düzenli egzersizle ortadan kalkabiliyor. Ama bazen metformini de devreye sokmak gerekebiliyor. Evet, metformin de bir kimyasal. O da bazı durumlarda yan etkisi hatta toksik zararları olabilen iki ucu keskin bir molekül. Ama ortada bilgili ve ilgili bir hekim ile hasta işbirliği varsa, ciddi bir sorun da çıkarmıyor. Ayrıca düzenli yutulduğunda başka marifetleri de olabiliyor. Mesela metforminin etkili bir “iltihap baskılayıcı/ antienflamatuar” ve “kanser önleyici” olabileceğini gösteren bulgular var. Tabii bu bulguların henüz yetersiz olduğu da unutulmamalı! Sadece diyetle olmaz Kilo sorununuz varsa ilk işiniz “Diyete hayır!” demek olsun. Yani daha yolun başında “Diyete direnin!” sloganı ile yola çıkın. Neden kilo aldığınız sorusuna yanıt bulmadan, bedeninizin metabolik ayarlarını anlamadan, ruhsal sorunlarınıza çözüm bulmadan, sorgulamadan diyet yapmayın. Sadece “kalori kısıtlamasının” asla yetmeyeceğini, asla kalıcı bir sonuç vermeyeceğini aklınızdan çıkarmayın. Kalori kısıtlamaları sonucu fazla yağların yanı sıra güzelim kaslarınızın da eriyip kaybolacağını hatırlayın. Ne kadar yediğiniz kadar, ne yediğinizin, ne zaman yediğinizin, nelerle yiyip içtiğinizin, dahası neyi nasıl, ne sürede hazmettiğinizin, hatta hazmettiklerinizi nasıl yaktığınızın da önemli olduğunu unutmayın. Hiçbir “kilo kaybı” programının sadece diyetle ya da sadece egzersizle başarılı ve kalıcı netice vermeyeceğinden en küçük şüphe duymayın. Bunlara uyulmadığı için kilo verenlerin yüzde 98’i 2 yıl sonra yeniden kilo alıyor. Bunların da en az yarısı eski kilolarından daha yüksek kilolara “merhaba” diyor. Egzersiz Egzersiz Egzersiz Kendimizi kandırmayalım, yürümek için hepimizin vakti var. Düzenli yürümenin sağladığı faydalarsa en az beslenme kadar mühim. Sadece kilo kontrolü için değil, sağlığın her alanı için her gün yürümek yani düzenli egzersiz yapmak şart. Az veya çok fark etmiyor, attığınız her adım, egzersize yaptığınız her yatırım size sağlam bir kalp, güçlü bir bellek, demir kadar güçlü kemik ve kaslar, harika bir bağışıklık, mükemmel bir iyimserlik ve mutluluk hissi şeklinde geri dönüyor. C vitamini üremeyi de destekler mi? Giderek büyüyen bir “sperm sayısı azalması” ve “sperm kalitesi düşmesi” sorunu var. Problem en çok da gereğinden fazla hayvansal besin tüketen “gelişmiş ülkeler”i ilgilendiriyor. Yani Afrika ve Uzakdoğu’dan ziyade Amerika ve Avrupa’da yaşayanlarda risk daha yüksek. Araştırmalara göre de “bitkisel besin tüketimi”ni azaltıp “hayvansal gıda” ağırlıklı beslenmeye yönelmek, sperm kalitesini düşüren bir seçim. En önemli nedense bitkisel besinlerde bolca bulunan zengin antioksidan güçlerden, C vitamininden mahrum kalmak. Uzmanlara göre erkekler testislerinde bedenlerinin neredeyse 10 misli daha fazla C vitamini taşıyor. Bu yüksek C vitamini yoğunluğu, spermleri serbest radikal saldırılarından koruyor. Araştırmalara göre hayvansal doymuş yağlar et, süt, süt ürünleri sperm kalitesinde yüzde 40’lara varan düşme yaratırken, bitkisel besinler özellikle de C vitamini zengini sebze ve meyveler sperm dostu olarak görev yapıyor. Dr. Murat Kınıkoğlu/ Vegan Sağlık/ 2019
insülin mi hap mı daha iyi